Hazreti Ali'nin Mısır Valisine nasihati: "Halkın sana ulaşamayacağı kimse olma, derdi olan kimse çekinmeden derdini gelip dökebilsin. Ben efendimizden birkaç yerde işittim: "İçindeki zayıfın hakkı güçlüden serbestçe alınamayan bir millet hiçbir zaman kurtulamaz" buyurmuştu. Müminlere merhametli ol. Sakın halkından uzun müddet saklı durma! Halkın münasebetsiz sözlerini, yahut dertlerini anlatmaktaki aczlerini hoş gör. Kendilerine karşı hırçınlık etme, azamet gösterme. Onları incitmezsen Cenab-ı Hak sana rahmetini açar, taatine mukabil sevabını ihsan eder. Verdiğini güler yüzlü, gönül hoşluğu ile ver, vermediğin takdirde kabul olunabilecek özürler dile. Gerçek olan şu ki, niyet halis olmak ve halkın selametine yaramak şartıyla bu meşgalelerin hepsi Allah için iseler de sen yine vakitlerinin en hayırlısını Allah ile arandaki haller için nefsine hasret. Sırf Allah rızası için eda edeceğin taatin en başta geleni de Zât-ı ilâhiye has olan farizaları yerine getirmekten ibaret olsun. Gecende gündüzünde, bedeninde Allah'a ait bulunan kulluk duygusunu ayır ve seni Hakk'a yaklaştıran bu taati, vücuduna her neye mal olursa olsun eksiksiz gediksiz eda et. Şayet namazında halka imam olmuşsan sakın ne bıktıracak ne de bir hayra yaramayacak şekilde kıldırma. Çünkü halkın içinde öyleleri vardır ki, hastalık sahibidir, öyleleri de vardır ki, acele işi vardır. Efendimiz beni Yemen'e gönderirken "Onlara namazı nasıl kıldırayım?" demiştim. "En zayıfının durumuna göre" buyurmuşlardı. Valilerin perde arkasında oturmaları perdenin dışında dönen işlere muttali olmasını engeller. Hak batıl ile karışır. Vali de nihayet beşerdir. Halkın kendi nazarında gizli kalan işlerini nereden bilecek? Şimdi sen mutlaka iki zümreden birisin: Ya hak yolunda gayret sarf eden gönlü zengin bir adamsın. O halde neye şart olan bir hakkı ödemekten yahud ihsan edici bir harekette bulunmaktan çekinip saklanırsın? Yahut öyle değilsin de cimrilikle müptela bir adamsın. Bu ihtimale göre de halk ihsanından ümitlerini kestikleri gibi istemekten o kadar çabuk vazgeçer ki!.. Bununla beraber halk tarafından sana arz edilecek dertlerin çoğu ya bir zulümden şikayet, ya bir muamelede adalet isteği gibi şeylerdir. Bunları halletmek de senin asli vazifendir!"