Dört büyük halifenin üstünlüklerini bildiren hadis-i şerifler: "Ümmetimin en şerlileri Eshâbımı kötüleyenlerdir." "Allahü teâlâ şânühü rahmet etsin Ömer'e ki, acı da olsa, hakîkati söyler. Allahü teâlâ rahmet etsin Osmân'a ki, melekler ondan hayâ ederler. Allahü teâlâ Alî'ye rahmet etsin. Allahım! Alî'ye, her bulunduğu yerde hakkı söylemesini muvaffak eyle." "Rabbimden, ümmetimden râzı olmasını sual ettim. Allahü teâlâ, bana vahiy gönderdi ki, ben ümmetinden, üç kimse hâriç râzı oldum. Bunlar yani, râzı olmadıklarım, Kur'ân-ı azîm-üş-şâna mahlûktur diyen. Diğeri o kimse ki, senin eshâbını seb' etti, kötüledi. Biri o kimse ki, kaderidir." (Mu'tezile bozuk inancına sahiptir.) "Allahü teâlâya İblîs münâcât edip, dedi ki: Yâ Rabbî! Âdem (aleyhisselâm) Cennet'ten yeryüzüne indi. Ben bilirim ki, ona kitap, resûl gönderilir. Onların kitâbı nedir. Resûlleri kimdir? Allahü teâlâ buyurdu ki: Onların Resûlleri melekler olur. Kendilerinden Peygamberler olur. Onların kitâbı Tevrât ve İncîl ve Zebûr ve Furkân olur. Dedi, yâ Rabbî! Benim kitâbım nedir ve Resûlüm kimdir? Allahü teâlâ azze ismühü buyurdu ki: Senin kitabın odur ki, a'zâlarını, uzuvlarını iğne ile döğüp (iğne batırıp), üzerlerine çivid sürmek ve şiir okumak. Resûllerin kâhinlerdir ki, remil atarlar, gayb söylerler, cadılık ederler. Yiyeceğin o yiyecektir ki, onun üzerine benim İsm-i şerîfim anılmaya. Şarabın, içeceğin sarhoş eden her nesnedir ve evin hamâmdır. Âdemoğlu eğer bir hatâ edip, bir günâh işlerse, sonra pişmân olup, istigfâr ederse, o günâhı yok olur. İblîs dedi; ben onların kalblerine bir günâh salarım ve gözlerinde zînetlendiririm ki, o günâhtan istigfâr ile halâs olmazlar. Bu günâh, Ebû Bekir, Ömer, Osmân ve Ali "radıyallahü teâlâ anhüm" hakkında kötü söz söylemek, Onlara düşman olmaktır." Abdullah bin Abbâs'ın rivâyet ettiği hadîs-i şerifte, Resûlullah Efendimiz buyurdular ki: "Her şeyin bir aslı vardır. Îmânın aslı vera'dır. Her şeyin bir fer'i vardır. Îmânın fer'i sabırdır. Her şeyin bir koruyucusu vardır. Bu ümmetin koruyucusu amcam Abbâs'tır. Her şeyin bir torunu vardır. Bu ümmetin torunu, oğullarım Hasan ve Hüseyin'dir. Her şey için bir kanat vardır. Bu ümmetin kanadı, Ebû Bekir ve Ömer'dir. Her şey için bir hisâr vardır ki, onun sebebi ile düşman fırsat bulamaz. Bu ümmetin kalkanı ve hisârı, Osmân ve Ali'dir."