Allah adamları, kendilerinden ziyade başkalarının sevinmelerinden zevk alırlardı. Bunun için de, ellerine ne geçerse fakir fukaraya dağıtırlar, onları sevindirirlerdi. Hazret-i Ömer, Said bin Âmir'i Musul'a bir vali tayin etmiş. Bir süre sonra da, kendisinden Musul'daki fakirlerin listesini istemiş. Hazret-i Ömer bakmış listenin başında valinin ismi var. Bunun araştırılması için Müfettiş göndermiş. Teftiş sonunda, validen daha fakir kimseyi bulamadık, ekmeği suya batırıp yiyor, katık bile yok, diye rapor vermişler. Hazret-i Ömer bütün fakir fukarayı doyuruyor, bin altın da valiye gönderiyor. Vali altınları hanımın önüne döküyor. Hazreti Ömer para gönderdi, ne yapalım? diyor. Hanımı, hemen pazara git şunu al bunu al, diyor. Vali, tamam, bunların hepsini alacağım, ama kalan ne olacak? Ne olacak, saklayacağız, lâzım oldukça kullanacağız. Vali dedi ki, ama bu böyle biter. E peki ne düşünüyorsun? diye hanımı sordu. Valla sen bana izin verirsen ben bunları alırım, ama bir iş ortağı bulayım, vereyim de işletsin bâri. Hem para kalır, hem de kârdan istifade ederiz. Peki dedi, bu aklıma yatar; al o zaman. Aldı vali bey keseyi, ne kadar fakir fukara varsa hepsine dağıttı, geldi... Ay başı geldi. Hanım dedi ki, kâr nerede? Ne kârı dedi yâhu! Sen dedin ki, kâr gelecek. Gelecek ama ölmedik, ölseydik Cenâb-ı Hak ahirette verecekti. Bir daha söyle, dedi. Ben bütün altınları fakir fukaraya dağıttım. Çünkü Rabbimden daha iyi ortak bulamadım. Hepsi beni kandırıyordu, ama Rabbim kandırmaz. Bire yedi yüz verir, yedi bin verir, ama O tam verir. Bunun üzerine, valiyi atmış evden. Vali ne yapsın, gitmiş bir arkadaşının evine. Birkaç gün geçtikten sonra hanımlar gelmiş ailesine. Demişler ki, sen çok yanlış yaptın. Koskoca vali başkasının evinde yatıyor. Adamcağız kendi evinden de oldu. Gelin barışın. Bunlar barıştılar. Eve geldi vali bey, hanımı dedi ki: Bir daha gönderirse ne yaparsın? Aynısını yaparım, bu konuda benden geri adım bekleme! Eğer şu benim gördüklerimi görseydin, sen benden daha evvel dağıtırdın. Her bir fakir için, onu sevindirdiğim için, Allahü teâlâ gökten bir nur indiriyor, o nur güneşi karartıyor. Bir fakir sevindiği için. Bırak dünyayı dedi, boşver, ben o nurları gördükten sonra, daha fazlasını vermek isterim. Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr