"Veren el alan elden hayırlıdır"

A -
A +

Abdullah bin Ömer hazretleri, fıkıh ilminde kemâl derecesinde idi. Fetvâ husûsunda eşsiz idi. Buna rağmen birçok meseleye, "Bilmiyorum" diye cevap verirdi. Fetvâları çok kıymetlidir. Peygamberimizden sonra, insanlara altmış sene fetvâ vermiştir. Hadîs ve fıkıh âlimleri arasında Abdullah bin Ömer, Abdullah bin Abbâs, Abdullah bin Zübeyr ile Abdullah bin Amr bin Âs'a "Abâdile-i erbea", yanî "dört Abdullah" unvânı verilmiştir. Bu dört zât, bir mes'elede ittifâk edince, "Abâdile'nin kavli" denilir. Ancak fıkıh kitaplarında, Abâdile denilince, ekseriyâ İbni Mes'ûd, İbni Abbâs ve İbni Ömer hazretleri kasdedilir. İnsanları sevindirmesi, hayır hasenatı çoktu. Tâbiînin büyüklerinden Nâfi', Abdullah bin Ömer'in azâdlısıdır. Onu, onbin dirheme satın aldıktan, "Seni Allah rızâsı için azâd ettim" buyurarak hürriyetine kavuşturdu. Abdullah bin Ömer, çok cömert, halîm ve selîm idi. Köle ve câriyelerinden hangisini Allahü teâlâya ibâdet ederken görse, onu azâd etmek âdeti idi. Kölelerinin böyle görünerek kendisini aldattıklarını söylediklerinde buyurdu ki: - Hayır için aldanmaktan iyi şey var mıdır? İmâm-ı Nâfi', efendisi ile ilgili olarak buyurdu ki: - Abdullah bin Ömer, bin kişi azâd etmeyince, rûhunu teslim etmedi. Sevmeye başladığı bir şeyi Allah rızâsı için, ihtiyâcı olana verirdi. Böylece, Allahü teâlânın; "Sevdiğiniz şeylerden infâk etmedikçe, iyiliğe kavuşamazsınız!" (Âl-i İmrân sûresi: 92) meâlindeki âyet-i celîlesiyle amel ederdi. Zamanın zenginlerinden Abdülazîz bin Hârûn, "Her ne ihtiyâcın varsa bana bildir" diye Abdullah bin Ömer'e mektup yazmıştı. Karşılık olarak şöyle mektup yazdı: "Resûlullahtan, 'Önce geçindirmekle yükümlü olduğun kişilere ver; yüksek el, alçak elden hayırlıdır!' buyurduklarını işittim. Yüksek elin veren el, alçak elin de alan el olduğunu sanıyorum. Senden hiçbir isteğim yoktur. Allahü teâlânın bana gönderdiği bir nimeti de geri çevirmem." Abdullah bin Ömer hazretleri, Cum'a namazına gitmeden önce mutlaka gusleder ve güzel kokular sürünürdü. Bayram namazları için de aynı şeyi yapardı. Günde iki defa güzel koku sürünür, elbiselerinin tertemiz ve kokusunun güzel olmasına dâimâ dikkat ederdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.