Selmân-ı Fârisî hazretleri Müslüman olup, kölelikten kurtulduktan sonra, geçimini çalışarak temin etmeye başladı. Kazancının çoğunu fakîrlere sadaka olarak dağıtırdı. Resûlullah'ın hep yakınında bulunurdu, bazı geceler huzûrunda bulunarak baş başa saatlerce sohbetinde kalırdı. Eshâb-ı kiram tarafından da çok sevilip hürmet görürdü. Selmân-ı Fârisî dünyaya hiç rağbet etmezdi. Ayakta duramayacak hale gelinceye kadar namaz kılar, sonra bedeni yorulunca oturur dili ile zikr ederdi. Dili yorulduğu zaman da Allahü teâlânın yarattığı şeylerdeki hikmetleri düşünürdü ki, bu tefekkürü Peygamberimizin "Bir saat tefekkür bin sene ibâdetten hayırlıdır" buyurdukları tefekkürdü. Birazcık dinlenince "Ey nefsim sen iyi dinlendin. Şimdi kalk Allahü teâlâya ibâdet et." Diline de "Ey lisânım, sen de Allahü teâlânın zikrine başla" derdi. Müslüman olduktan sonra bütün ömrü boyunca akşamdan sabaha kadar böyle ibâdet etti. Hiçbir gece bu ibâdetleri kaçırmadı. Selmân-ı Fârisî, zaten Eshâb-ı Suffe denilen ve Peygamberimizin bizatihi kendilerini ilim öğrenmekle vazîfeli kıldıkları ve Peygamberimizden hazarda ve seferde bir an ayrılmayan kimselerdendi. Ebû Vâil diyor ki: "Bir arkadaşımla Selmân hazretlerinin ziyâretine gittim. Bize bir miktar arpa ekmeği ile biraz da tuz getirdi. Arkadaşım dedi ki: - Şu tuzun yanında biraz da sağter (kekik gibi bir ot) olsaydı. Bunun üzerine Selmân hazretleri, matarasını rehin vererek o otu aldı, geldi. Yemeği bitirince arkadaşım dedi ki: - Bize verdiği nimete kanâat ettiğimiz için Allahü teâlâya hamdederiz. Selmân hazretleri buyurdu ki: "Eğer kanâat etseydin, benim matara rehin olmazdı." Hz.Sa'd'a, nasîhatında "Bir şeyi yapmaya niyet ettiğin zaman niyetinin, azminin üzerinde Allahü teâlâdan kork (haram ve günah olan bir şeye azmetme)" buyurdu. Selmân-ı Fârisî ölüm döşeğine yattığı vakit ağladı. Sebebini soranlara "Dünyadan ayrıldığım için ağlamıyorum. Ancak Resûl-i Ekrem "Dünyadan ayrılırken sermâyeniz bir yolcunun yol azığından fazla olmasın" buyurmuştu, işte buna ağlıyorum" dedi. Halbuki öldüğü vakit bıraktığı malın kıymeti on dirhem civarında idi. > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr