Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak!

A -
A +

Uzun yıllar yapılan planlı çalışmalar sonunda, 2. Dünya Savaşı bittiğinde, Filistin'de Yahudiler nüfusun çoğunluğunu ele geçirmişlerdi. Savaş, müttefiklerin gâlibiyeti ile de bittiğine göre İngilizlerin sözlerinde durup Filistin'i Yahûdîlere hediye etmesine artık hiçbir mâni kalmamıştı. İngiltere şartlar oluşunca, Filistin meselesini Birleşmiş Milletlere getirdi. 29 Kasım 1947'de ABD'nin baskısı ve 25 oyla Filistin'in Arap ve Yahûdîler arasında taksimine karar verildi. 14 Mayıs 1948'de Yahûdîler, İsrâil'in kuruluşunu îlân ettiler. 11 Mayıs 1949'da Birleşmiş Milletler, 1 oy farkı ile İsrâil'i Birleşmiş Milletlere üye kabul etti. Daha sonraki yıllarda üç defa Arap-İsrail savaşı çıktıysa da, Batılı devletler bu savaşların neticesini İsrail'in lehine çevirmeyi başardılar. 1967'deki üçüncü Arap-İsrail savaşı sonunda, Kudüs'ün tamâmı İsrâil'in eline geçti.İsrâil'in ilk başbakanı Ben Gerion konuşmasında: "Filistin'in bugün elimizdeki haritası, İngilizler tarafından çizilmiştir. Yahûdî milletinin bir diğer haritası daha vardır ve bu haritada bizim hudutlarımız Nil Nehrinden Fırat'ın doğusuna kadar uzanır. Bu hedefi, istikbaldeki genç nesillerimiz gerçekleştirecektir" demişti. Şimdi ise "istikbaldeki gençler" tayin edilen hedefe varmanın mücadelesini veriyorlar. Batılı güçler, bu haksız işgalin neticesinde Filistin halkından bir tepkinin olacağını, bağımsızlık mücadelesi vereceklerini biliyorlardı. Filistin halkı bu mücadeleye girmeden önce, kendi adamlarını bu sözde mücadelenin içine soktular. Sözde, bağımsızlık örgütleri kurdurdular... İşte isimlerinden bile ne oldukları belli olan bu örgütler: Mao'nun halk savaşı taktiğini benimsemiş El-Fetih Teşkilâtı; Dr.George Habbaş başkanlığında Marksist-Leninist ideolojiye sâhip, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi; Ürdünlü Hıristiyan Naif Havatmen liderliğinde koyu Marksist Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi; Irak Baas sempatizanı olan Abdülvehhab Kayalı liderliğinde Arap Kurtuluş Cephesi; Suriye taraftarı El-Saika; Filistin Genel Yönetimi Halk Kurtuluş Cephesi. Bu örgütler, 1969'da El-Fetih lideri Yaser Arafat etrafında Filistin Kurtuluş Teşkilâtı olarak birleşti. Yaser Arafat, Birleşmiş Milletlerce ve pekçok ülke tarafından Filistinlilerin kânûnî temsilcisi kabul edildi. 15 Kasım 1988'de toplanan Filistin Millî Konseyinin aldığı bir kararla "Filistin Devleti" kuruldu. Fakat devletin memurlarının maaşını Batılı ülkeler ve İsrail veriyordu. El-Fetih'in Batılıların himayesinde olduğu anlaşılınca, bu defa da; yine yerli halkın sünni itikatına ters düşüncedeki Hamas, İslâmi Cihad Hareketi, Hizbullah gibi dış destekli başka kurtuluş örgütleri ortaya çıktı. Bunlar da, ideolojik yapılanmalarda en çok Hasan el-Bennâ, Seyyid Kutub ve İzzettin Kassam'ın fikirleri esas aldılar. Bunlar ise, şiddet yanlısı, Müslümanı terörist gibi gösteren, İslamı kendilerine göre yorumlayan dinde reform yanlısı kimselerdi. Dolayısıyla, sünni Ehli sünnet inancına mensup Filistin halkının inancına uymayan düşüncelerdi bunlar. Kısacası, Osmanlıdan sonra Filistin halkı, kendine doğru yolu gösteren, kendi inancına, yaşayışına ters düşmeyen bir rehber bulamamıştır. Hep yağmurdan kaçayım derken doluya tutulmuştur. Geçmişine sahip çıkan, halkın inancına ters düşmeyen temsilcilere kavuşana kadar da bu sıkıntıların devam edeceği anlaşılıyor. Çünkü yanlış rehberle doğru hedefe varılamaz... > Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.mehmetoruc.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.