İsmail bin Vâsıt şöyle anlatıyor: Ebubekir Sıddîk, Resulullahın vefatından sonra ağlayarak şöyle dedi: Bir sene önce Allahın Resulü şimdi bulunduğum yerde durdu ve şöyle buyurdu: "Yalandan sakınınız. Çünkü yalan, fısk ve fücurla beraberdir. Bunların ikisi de cehennemdedir.", "Muhakkak ki yalan, ateşin (Cehennem) kapılarından bir kapıdır." Hasan Basrî hazretleri buyurdu ki: "Daha önce şöyle deniliyordu: 'Gizli ile açığın, söz ile fiilin, çıkış ile girişin değişik olması münâfıklıktandır. Üzerinde münâfıklık binâsının yükselmiş olduğu temel yalancılıktır." Hazreti Peygamber şöyle buyurmuştur: "En büyük hıyanet, din kardeşine haber verdiğin bir sözde o sana inandığı halde senin ona yalan söylemendir." "Kul yalan söylemek ve yalancılıkla meşgul olmak sebebiyle Allah katında yalancılardan sayılır." "Yalan, rızkı eksiltir." Efendimiz, bir koyunun pazarlığını yapıp "Allah'a yemin ederim, sana şu şu fiyattan eksik vermem", "Allah'a yemin ederim, ben de sana şu şu fiyattan fazla vermem" diye yemin eden iki kişinin yanından geçti. Sonra oradan geçerken onlardan birinin koyunu satın aldığını gördü ve şöyle dedi: "O iki kişiden biri hem günahı, hem de yeminin kefaretini yüklenmiş oldu." Resulullaha sordular: "Ey Allah'ın Resûlü! Allah, alışverişi helâl kılmamış mıdır?" Hazreti Peygamber "Evet! Alışverişi helâl kılmıştır. Fakat tüccarlar alışverişte yemin ederler, günahkâr olurlar, konuşurlar, yalan söylerler" buyurdu. Yine buyurdu ki: "Üç sınıf vardır. Kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz ve onlara rahmet nazarı ile bakmaz: 1. Verdiği sadakayı başa kakan. 2. Yalan yemin ile malını satan. 3. Kibir ve gururdan ötürü eteğini yerlerde sürükleyen." "Allah'a yemin eden bir kimse, yeminine bir sivrisinek kanadı kadar yalan katarsa, o yemin kıyamete kadar onun kalbinde bir (siyah) nokta teşkil eder." > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr