Bugün Avrupa'da, Amerika'da, en çok para kazanan iki meslek sahibinden biri, psikiyatristler ve psikologlar diğeri veterinerlerdir. Çünkü Batı'da insanların yarıya yakını ruh hastası, yarıdan çoğu ise teselli bulmak için evinde hayvan (kedi, köpek vs.) beslemektedir. Bu, gerçekten insanlık için içler acısı bir durumdur. Toplumların ne hale düştüğünü göstermesi bakımından ibret vericidir. Günümüzde modern çağın hastalıkları olarak isimlendirilen iki temel psikolojik hastalık vardır: Stres ve onun daimi bir hale dönüşmesiyle ortaya çıkan depresyon. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre gelecek yıllarda ruhi bozukluklar dünyanın en önemli sağlık problemi olacak. Modernleşmenin, maddiyatçılığın getirdiği yalnızlaşma, sosyal dayanışma sistemlerinin çözülmesi, bu hastalıkları bir salgın hastalık boyutuna taşıyacak. Biz de toplum olarak hızla Batı'nın bir parçası olma yolunda olduğumuz için insanımızın hatırı sayılır bir kesimi bu rahatsızlıklarla boğuşmaktadır. Gün geçtikce de bu sayı artmaktadır. Huzurlu bir hayat için! Halbuki gerçek manada İslamiyete inanan ve onun emrettiği şekilde Allaha tevekkül eden, kaza ve kadere inanan hoşuna gitmeyen olaylar karşısında sabır gösteren kişi, bu hastalıklara yakalanmaz, huzurlu bir hayat sürer. Allaha tam tevekkül eden, iyi-kötü başına gelen her şeyin Allahtan olduğuna inanan, hiçbir ümitsizliğe, karamsarlığa üzüntüye ve strese kapılmaz Allaha olan güçlü inancından dolayı, hiçbir olaydan hiçbir olumsuzluktan etkilenip güçsüzleşmez; daima rahat ve huzurludur. Dolayısıyla onun bu ruhsal ve psikolojik sağlığı, bedensel sağlığına da olumlu bir etki olarak yansır. Sağlıklı bir hayat sürer. İşte dini yaşamak ile yaşamamak arasındaki sayısız farklardan biri budur. İnanmayanlar çok sevdikleri, değer verdikleri bedenlerini bu kısa dünya hayatında, dünya arzuları için kullanmak isterler. Bu şekilde hareket etmekle rahat edeceklerini düşünürler. Ama yanılırlar. Çünkü insan sadece görünen bu bedenden ibaret değildir. Bir de görünmeyen ruhumuz var. Bedenin ihtiyaçları olduğu gibi ruhun da ihtiyaçları var. Bu sağlanmadığı takdirde arzu edilmeyen sıkıntılar kendini gösterir. İnsanın ruhen sağlıklı ve huzurlu olması için öncelikle tevekkülün tam olması lazımdır. Bunun için, tevekkülün ne olduğunu bilip buna olan inancımızı sağlamlaştırmamız lazım. Tevekkül, Allahü teâlânın lutuf ve ihsanının pekçok olduğuna iman etmektir. Böyle bir insan, dünya malına gönül bağlamaz. Dünya işlerinin bozulmasından üzülmez. Allahü teâlânın, rızkı göndereceğine güvenir. Sure-i Ali İmrandaki, "Allahü teâlâ bize yetişir. O, çok iyi vekildir" âyet-i kerîmesinin mealini iyi anlayıp; her şeyi Allahü teâlâ yapar, O'ndan başkası bir şey yapamaz diyen, ilminde, kudretinde noksan, kusur olmadığına ve rahmetinin, iyiliğinin sonsuz, çok olduğuna inanan bir kimse, Allahü teâlânın fazlına itimad ederek sebeplere, tedbirlere yapışır fakat tedbire, sebeplere güvenmez. Gününümüz insanlarını ruhi bunalıma sokan şeylerden biri de rızık endişesidir. Tevekkül sahibi kimse, rızık takdir edilmiş, ayrılmıştır, vakti gelince beni bulur, der. Allahü teâlâ, bana, kendi büyüklüğüne, merhametine yakışacak işleri verir, der. Tevekkül imanın şartı Allahü teâlâ, herkese, tevekkülü emretmiştir. "Tevekkül imanın şartıdır" mealindeki ayet-i kerime, bu emirlerden biridir. Ayrıca, Sure-i Maidede, 23'üncü ayet-i kerimede, "Eğer imanınız varsa, Allahü teâlâya tevekkül ediniz!", sure-i Ali İmranda, 159'uncu ayet-i kerimede, "Allahü teâlâ, tevekkül edenleri elbette sever" buyuruldu. Resulullah efendimiz buyuruyor ki: "Ümmetimden bir kısmını bana gösterdiler. Dağları, sahraları doldurmuşlardı. Böyle çok olduklarına şaştım ve sevindim. Sevindin mi, dediler, evet dedim. Bunlardan ancak yetmiş bin adedi hesapsız Cennete girer dediler. Bunlar hangileridir diye sordum. İşlerine sihir, büyü, dağlamak, fal karıştırmayıp, Allahü teâlâdan başkasına, tevekkül ve itimad etmeyenlerdir buyuruldu." Bir hadis-i şerifte de "Allahü teâlâya tam tevekkül etseydiniz, kuşların rızkını verdiği gibi, size de gönderirdi. Kuşlar, sabah mideleri boş, aç gider. Akşam mideleri dolmuş, doymuş olarak döner" buyuruldu. Bu şekilde, tevekül edip, Allaha güvenen kimse rızık endişesine düşmez!