Tâif'te, Hazreti Mugîre'nin kabîlesi İslâmiyet ile şereflenince, amcası Urve şehîd edilip, Sakîfliler zulüm, işkence ve tecâvüze uğramışlardı. Sakîfliler durumu Resûlullaha arz ettiler. Sakîf temsilcileri, Medîne'den ayrıldıktan iki veya üç gün sonra Peygamberimiz, Ebû Süfyân bin Harb ile Hz. Mugîre'yi, Rabbe (Lât) putunu yıkmak için gönderdi. Tâif'e yaklaştıkları zaman Ebû Süfyân, Mugîre'ye, "Kavminin yanına, önce sen var!" dedi. Kendisi ise, Zilherem'de kaldı. Bunun üzerine Hz. Mugîre, yanında ondokuz kadar kişi olduğu hâlde, yatsı vakti, Rabbe'yi yıkmak üzere Tâif'e girdi. Geceyi orada geçirdiler. Sabahleyin, Rabbe'nin üzerine çıkacaklar, onu yıkacaklardı. Hz. Mugîre, eline, bir balta aldı. Rabbe'nin üzerine çıktı. Kendi kavim ve kabîlesi olan Muattiboğulları, Urve bin Mes'ûd gibi vurulur, öldürülür korkusuyla silahlanarak Hz. Mugîre'nin yakınında, dikilmiş duruyorlardı. O sırada, Ebû Süfyân da oraya geldi. Köleler, çocuklar, erkekler, genç kızlar gelmişlerdi. Herkes, Lât'ın yıkımından dolayı endişeli bulunuyordu. Hz. Mugîre, elindeki balta ile, Lât'a bir darbe indirdi. Ebû Süfyân, "Vah vah sana! Eyvahlar olsun sana!" dedi. Hz. Mugîre titrer gibi yaparak arkasının üzerine yıkıldı. Tâif halkı, birden çığlık kopararak, "Rabbe Putu onu öldürdü" dediler. Hz. Mugîre'nin yıkılıp düştüğünü görmelerine çok sevindiler. Dediler ki: - Sizlerden, ona yaklaşmayı, onu yıkmaya kalkışmayı göze alabilecek kim var? Vallahi, ona güç yetirilemez! Hayır! Siz, Rabbe'nin, kendisini koruyamayacağını, savunamayacağını sanıyordunuz! İşte o, kendisini korumuş ve savunmuştur! Mugîre, bir müddet o hâl üzere kaldıktan sonra, silkinip oturdu. Sonra Tâif halkına seslendi: - Ey Tâifliler! Araplar, "Arap kabîleleri içinde sizlerden daha zeki bir kabîle yoktur" derlerdi. Meğer, Arap kabîleleri içinde sizden daha ahmak bir kabîle yokmuş! Yazıklar olsun size! Lât ve Uzzâ dediğiniz nedir ki? Şu taşlar gibi birer taştırlar! Taştan, kerpiçten ibârettirler! Onlar, kendilerine kim tapıyor, kim tapmıyor bilemezler! Yazıklar olsun size! Lât, hiç işitir mi? Hiç görür mü? Hiçbir yarar veya zarar verir mi? Geliniz, Allahın affına ve lütfuna sığınınız! Ona ibâdet ediniz! (Devamı yarın) -------- Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr