Hasan Basrî hazretleri şöyle demiştir: "Allahü teâlâ emaneti yedi kat göğe ve yıldızlarla süslenmiş yollara, büyük Arş'ı yüklenen meleklere arz ederek şöyle buyurmuştur: (Emaneti, içindekilerle birlikte yüklenir misiniz?) Onların 'Emanetin içindekiler nedir?' diye sormaları üzerine de şöyle buyurdu: (İyilik yaptığınızda mükâfat görmeniz; kötülük yaptığınızda ise cezaya çarptırılmanızdır.) Bunun üzerine onlar 'Hayır! Yüklenemeyiz' dediler. Sonra Allahü teâlâ, emaneti bu tarzda yeryüzüne arz etti. O da kabul etmekten kaçındı. Bundan sonra yüce dağlara, sarp ve yalçın kayalara arz ederek (Emaneti, içindekilerle birlikte yüklenir misiniz?) buyurdu. Onlar da 'Hayır! Yüklenemeyiz!' dediler. Allahü teâlâ bu kez emaneti insana teklif etti. İnsan da onu yüklendi. Muhakkak ki insan, nefsine çok zulmeden ve Rabbinin emri hususunda çok cahil olan bir varlıktır. Yemin ederim ki bu emanet karşılığında nice servetler elde eden birçok insan gördük. Peki bu servetlerle ne yaptılar dersiniz? Onunla evlerini genişletip kabirlerini daralttılar. Bedenlerini beslediler; buna karşılık dinlerini zayıflattılar Bu durum midesinin ağırlığı gelip gırtlağına sarılıncaya ve mide hastalıkları kapısını çalıncaya kadar böyle devam eder. Bu felakete maruz kaldığı zaman hizmetçisine seslenerek 'Bana yediklerimi hazmettirecek bir şey getir!' der. Ey obur insan! Bakalım hazmetmek istediğin yemek, senin midir? Sen yemeği değil, dinini hazmedemiyorsun! Hani fakir nerede? Dul kadın nerede? Miskin nerede? Yetim nerede? Oysa Allahü teâlâ bunlara karşı merhametli davranmanı emrediyor!.." İşte bütün bu anlattıklarımız, bu faydaya işarettir. Fayda ise, yemeğin fazlasını, ecir kazanmak için fakirlere sarf etmektir. Böyle yapmak, yiyip de boynunda günahın katmerleşmesinden daha hayırlıdır; zira Hazreti Peygamber bir gün şişman bir adama mübarek parmağıyla karnını işaretle şöyle buyurmuştur: "Şu (yemek) başka bir yerde olsaydı, senin için daha hayırlı olurdu." > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr