Yemen'e vâli olarak tayin edilen Mu'âz bin Cebel yola çıkarken Resulullah Efendimiz şu nasihatte bulundu: "Allah için tevâzu göster, Allahü teâlâ seni yükseltir. Sakın iyi bilmedikçe hüküm verme! Sana müşkil, karmaşık gelen işi ehline sor, danışmaktan utanma! Muhakkak ki, Allahü teâlâ doğruluğuna göre seni muvaffak kılar. İşler sana karmakarışık gelirse, gerçek, sence belli oluncaya kadar bekle veya bana yaz! O husûsta keyfine göre hareket etmekten sakın! Yumuşak davranmanı sana tavsiye ederim. Resûlullah efendimiz sonra buyurdu: "Yâ Mu'âz, sen belki bir daha beni göremezsin. Belki dönüşünde burada benim mescidime ve kabrime ziyâret için gelirsin." Bunu işiten Mu'âz bin Cebel hüzünle gözyaşı dökmeye başlayınca, Peygamberimiz buyurdu ki: "Ağlama yâ Mu'âz! Feryâd ederek ağlamak şeytandandır. Ben seni yürekleri yufka olan bir kavme gönderiyorum. Onlar hak üzerinde iki kere savaşacaklar. Onlardan sana itâat edenler, sana âsi olanlarla çarpışacaklar; hattâ kadın, kocasına; oğlu babasına; kardeş kardeşine öfkelenecek, sonra da İslâmiyete tekrar döneceklerdir." Resûlullah efendimiz Mu'âz ile bir mil kadar yürüdü ve son olarak şu nasîhati yaptı: "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz! Birleşiniz, fırkalara ayrılmayınız! Bana yakın olanlar, tam bağlı olanlar, nerede olursa olsunlar, takvâ sâhipleri ve Allahü teâlâya hakkıyla kulluk edenlerdir." Sonra Resûlullah efendimiz sordu: "Sana bir dava getirilince, insanlar arasında hüküm verirken ne ile hüküm vereceksin? " "Allahın kitabıyla hüküm veririm.", "Ya O'nda açıkça bulamazsan?", "Resûlullahın sünneti ile hüküm veririm.", "Ya onda da açıkça bulamazsan?" , "İctihâd ederek, anladığımla hükmederim." Peygamber efendimiz, Mu'âz bin Cebel'in bu cevabından dolayı çok memnun kalarak mübârek elini O'nun göğsüne koyup buyurdu ki: "Elhamdülillah! Allahü teâlâ, Resûlünün elçisini, Resûlullahın rızâsına uygun eyledi." Sonra da Mu'âz bin Cebel'e şöyle duâ etti: "Cenâb-ı Hak seni her taraftan gelecek musîbetlerden muhafaza buyursun. İnsanların ve cinlerin şerrini senden uzaklaştırsın. Senin sebebinle Allahü teâlânın bir kişiyi hidâyete erdirmesi, senin için dünyadan hayırlıdır."