Hazreti Osmân'a Zinnûreyn denilmesinin sebepleri: Ma'lûmdur ki, Allahü teâlâ hazretleri Mûsâ "alâ nebiyyinâ ve aleyhisselâm" hazretlerine iki nûr vermişti. Biri Tevrât nûru. Biri Yed-i Beydâ nûru. Hazreti Osmân'a da iki nûr vermişti. O sebeple Zinnûreyn derler. İki nûr, Resûlullah Efendimizin iki kerîmelerini, biri Rukayye ve biri Ümmü Gülsüm'dür almıştır. Aliyyül mürtedâ hazretlerinin öğünmesi Resûlullah Efendimizin bir kerîmesiyle idi. Hazreti Osmân'ın öğünmesi ondan ziyâde olur. O iki nûr iki hicrettir ki, Osmân bin Affân'a nasîb olmuştur. Bir kavil de odur ki, o iki nûr iki gazâdır. Biri Bedr gazâsı, biri Hudeybiye gazâsıdır. Ammâ Bedr gazâsında Resûlullah Efendimiz, Osmân bin Affân'a buyurdular ki, "Yâ Osmân! Ben sendenim, sen bendensin!" Hem kendi nûrunu tutasın ve hem benim nûrumu tutasın. Hudeybiye gazâsında Resûlullah Efendimiz buyurdular ki: İşte bu iki elimin biri benim elimdir. Ve biri Osman'ın elidir. Doğru Bî'at-ı Rıdvân ettim. O vakitte Resûlullah Efendimizin iki mubârek eli birbirine ulaştı. Bir elinden güneş gibi bir nûr ve bir elinden ay gibi bir nûr parladı. Buyurdular ki, "Bu iki nûr Osman'ın nûrudur. Osmân benim ile ebedî olarak Cennet'te refîktir." Bir kavil de odur ki, iki nûrun biri, gündüz oruçlu olmanın, biri gece namaz kılmanın nûrudur. Bir kavilde odur ki, o iki nûrun biri îmân nûru ve biri Kur'ân nûrudur. Bir kavil de odur ki, iki nûrun biri zâhirinin nûru ve biri bâtınının nûrudur. Herkesin ittifâkıyla Hazreti Osmân hem şeyh-i ehl-i îmân idi ve hem şeyh-i Kur'ân idi. Şu sebebden Şeyh-i ehl-i îmân idi ki, yetîmler babası idi. Dertliler yardımcısı idi. İhtiyâr kadınların yardımcısı idi. Âmâlara yardım ederdi. Şeyh-i Kur'ân idi. Ya'ni Kur'ân-ı azîmüşşânı kendi hattı ile dört mushaf-ı şerîf yazdı. Âlemin dört tarafına gönderdi. Yirmi küsur sene akşam namazını kıldıktan sonra, dört rekat namaz kıldı. Her rekatte sûre-i Fâtihâdan sonra kırk kere Kulhüvallahü ehad sûresini okurdu. Ondan sonra ihlâs ile dörtbin tesbîh, tehlîl ve dua okurdu. Bir kavle göre; tertîb ve tertil ile her gece vitr namazında okurdu. Bu mertebelerden sonra, bir de şehâdet mertebesine kavuştu. Haberde gelmiştir ki, Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: "Ben mi'râc gecesi dedim ki: Yâ Rabbî! Osmân bin Affân senin hesâbın için hayâ eder. Allahü teâlâ buyurdu: Yâ Habibim! Ben cümle mahlûku hesâba çeksem de Osmân'a hesâb etmem, ben Osmân'dan hesâbı kaldırdım."