Dünyaya düşkün olanlarla, zevk sefaya dalmış olanlarla arkadaşlık etmemeli. Dünyanın ne olduğunu iyi bilenlerle beraber olmalıdır. Bu konu ile ilgili olarak İmam-ı Rabbani hazretleri bir talebesine yaptığı nasihatinde şöyle diyor: Kardeşim! Görünüşe bakılırsa, fakirlerin sohbetinden sıkıldığınız, dünyaya, zevk safaya düşkün zenginlerle arkadaşlık kurduğunuz anlaşılıyor. Çok fenâ yapıyorsunuz. Bugün gözünüz kapalı ise de, yarın açılacaktır. Fakat o zaman, pişmânlıktan başka ele birşey geçmeyecektir. Ey şaşkın! Senin şu hâlin iki şey olabilir: Dünyaya düşkün zenginlerin arasında iken gönlünü Allahü teâlâ ile yapabilirsin veya yapamazsın. Eğer yapabilirsen fenâdır. Eğer yapamazsan daha fenâdır. Eğer yaparsan fenâ olur dedik. Çünkü istidrâcdır. İstidrâc iyi görünür. Fakat felâkete götürür. Böyle olmaktan Allahü teâlâya sığınırız. Onların arasında gönlünü Allahü teâlâya veremezsen, daha fenâ olur dedik. Çünkü, Hac sûresinin, "Dünyada ve âhırette ziyân ettiler meâlindeki onbirinci âyetinde bildirilenlerden olursun. Fakir çöpçüler, saraylarda oturan, dünyaya düşkün zenginlerden çok iyidir. Bu söze belki inanırsın. Belki de inanmaz, şaşarsın. Fakat, bir gün gelecek inanacaksın. Lâkin, o inanışın faydası olmıyacak. Yağlı, tatlı yemeklere ve süslü, modaya uygun elbiseye düşkünlük, seni bu belâya da sürükledi. Fırsat elden daha gitmemiştir. İşin doğrusunu düşününüz! Allahü teâlânın rızasına, sevgisine engel olanları düşman biliniz! Onlardan kaçınız! Çok sakınınız! Tegâbün sûresinin, "Çok doğrudur ki, zevcelerinizden ve çocuklarınızdan size düşmân olanlar vardır. Onlardan sakınınız!" meâlindeki ondördüncü âyetini okuyarak gaflet uykusundan uyanmalıdır. Birlikte geçirdiğimiz günlerin haklarını göz önünde tutarak, size bir nasîhat yapıldı. İster dinleyiniz, ister dinlemeyiniz. Önceden de, sizin yersiz davranışlarınızı görerek bu yolda bulunamıyacağınızı anlamıştım. Korkduğum başımıza geldi. (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn). Doğru yolda gidenlere ve Muhammed Mustafânın izinde bulunanlara selâm olsun. Yaratılıştaki iyiliği ve uygunluğu görerek, sizden başka şeyler umuyordum. Kıymetli cevherinizi çöplüğe attınız. (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn).