Resûlullah Efendimiz buyurdular: "Alî'nin bir kere Amr bin Abdûd'ün karşısına çıkması, ümmetimin kıyâmete dek ibâdetinden hayırlıdır." Amr bin Abdûd Arabî, ömründe hiçbir cengden yenilerek dönmemiş idi. Yalnız Bedir Cenginde yaralanıp düşmüş idi. Yarası iyi oldu. Tekrar Hendek Cengine geldi. Onun gelmesinden Müslümanlara korku hâsıl oldu. O vâkı'ada yirmibir gün ok ve kılınç ile ve mızrak ile ve taş ile ceng oldu. Yirmiikinci gününde ceng ve cidâl iyice şiddetlendi. Amr bin Abdûd, Hendek kenârına gelip, meydana er istedi. Müslümanlardan karşılık veren olmadı. Bir dahâ istedi. Kimse varmadı. Yedi kere davet etti. Yedincide, Resûlullah efendimiz, Hazreti Ali'yi çağırdı ve huzurlarına oturttu. Buyurdu ki: "Yâ Ali! Benim atıma bin. Zülfikârı al. Amr bin Abdûd'ün önüne mertçe var. Onun uzun boylu oluşundan ve heybetinden üzülüp, endîşe etme ki, ben Allahü teâlâdan, dua ederim ki, sana nusret edip ve senin elin ile Müslümanlardan şerîri def eder." Hazreti Ali atına binip, Amr bin Abdûd'ün önüne vardı. Birbirini gördüler. Hazreti Ali buyurdu ki: Yâ Amr, işittim ki, sen Kâbe karşısında ahd etmişsin ki, Kureyş'ten bir kimse senden iki hâcet isterse, o isteklerden birini yerine getirecekmişsin? Evet yâ Ali. Ben bu ahdi ettim. Hazreti Ali buyurdu ki: Yâ Amr! Şimdi sen bilirsin ki, ben Kureyş'tenim. Senden iki hâcet isterim. Eğer ikisini de kabûl etmez isen, bâri birisini kabûl et! Önce senden isterim ki bu saatte Allahü teâlânın vahdâniyetini ve Resûlullah Efendimizin risâletini ikrâr edesin veya Mekke-i Mükerremeye dönesin! Bu teklifleri red ederek dedi ki: Ya Ali, sen gençsin. Henüz dünyayı görmemişsin. İstemem ki, senin başını keseyim. Hazreti Murtedâ buyurdu ki: Ben isterim ki, Allahü teâlâyın tevfîki ile, Resûlullah Efendimizin duası ile senin başını keseyim. Bu söz Amr'ı hiddetlendirdi. Hemen atından inip, atını bıraktı. Hazreti Alî'ye doğru yürüdü. Hazreti Ali de atından inip, yaya oldu. Birbirine hamle edip, dolaştılar. Hazreti Ali, fırsatı bulup ceng arasında Zülfikârı ile bir darbe vurup, uyluğunu dibinden ayırıp, düşürdü. Hazreti Ali, Amr'ın bacağını teninden ayırıp, yüzünü ondan döndürüp, uzaklaşırken, Amr, kendi kesilmiş bacağını eline alıp, Hazreti Alî'nin ardınca attı. Öyle bir attı ki, eğer Hazreti Ali, onun önünden sapmasa idi, o ayak parçası ile helâk olurdu. Hazreti Ali tekrar dönüp, Amr bin Abdüd'ün başını kesti.