Yarın sansürün kaldırılışının 98. yıl dönümü. 23 yıldan bu yana bu yıl dönümü daima Türk basının geçirdiği bir yılın muhasebesini yapmayı hatırlatır... Amerika'ya her gidişimde basının büyümesi ve ulaştığı teknoloji ile ilgilenirim. Geçen ay on beş günlük Amerika seyahatimde ise orada bulunan gazeteci dostlarla konuşup bazı bilgileri aldığımda bir kez daha hayret ettim. * Amerikan Anayasasının birinci ek maddesinde ne yazıyor biliyor musunuz? Belirteyim: -Kongre, ifade ve basın özgürlüğünü sınırlayacak yasa çıkaramaz. Ya bizde? Her gün biraz daha sesinin nasıl kısılabileceğine kafa yorulur. * 270 milyon nüfusa sahip Amerika'daki medyanın gelir grafiği; Toplam reklam pastası yaklaşık 100 milyar dolar... İlk altı ayda gazetelerin aldığı reklamlar 12 milyar dolar. Gazeteler kendi internet sitelerinden ise bir yılda 2 milyar dolar kazanmış. En büyük medya şirketi olan Time Warner'in geçen yılki cirosu 29 milyar dolar. Sadece NBC Televizyonunun elde ettiği reklam cirosu 8.5 milyar dolar... Tirajlara gelince; En çok satan gazete USA Today, 2.5 milyon. Wall Street Journal 2 milyon. New York Times üçüncü, Washington Post ise dördüncü... * Ya bizde? Ortalık televizyondan geçilmiyor... Tüm reklam pastası 1 milyar dolar. Gerisini artık siz düşünün. Bu kadar gazete ve dergiye rağmen toplam tiraj 3 milyon... Parasız nasıl hür basın olunacak ki? Denizler mürekkep olsa dahi masrafını karşılayamadığınız sektörü nasıl bağımsız ayakta tutacaksınız ki? Paraya bağımlı bir sektöre kimsenin sansür koymasına ve kaldırmasına gerek dahi olmayan bir konumdayız. Ama yine de kaldırılışına da sadece sevinmekle yetiniyoruz. * Paran varsa kâğıt alırsın, gazete çıkartabilirsin. Çıkartmak yetmiyor. Satılması lazım. Satılması yetmiyor. Reklam alması lazım. Bu da yetmiyor. Çok iyi dağıtım ağı olması lazım. Kısaca hep lazım... Peki basın kime lazım? Kimin nasıl ve hangi amaçla kullandığına bakmak lazım... * Amerika'da muhabir en az aylık 10 bin dolar alırken, bizde muhabirlerin aldığı maaş ortalaması 750 milyon... Elbette onlar ülkenin siyaseti, skandalları ve büyük projeleriyle yatıp kalkacak... Elbette bizdekiler de mankenin defilesi, bacağı, klibi, şarkısı ile uğraşacak. Kalitenin gelmesi için kaliteli adam gibi adamların bu sektöre girmesi lazım. Reklam pastasının artırılması lazım. Basın ayaklarının üzerinde dimdik durması lazım. Kalemi yasa ile garanti altına alınması lazım. Parasız hür basın olabileceğini söyleyenler varsa, Afrika'ya gitsin... Orada herkes hür... Lakin aç... Ve sömürge altında...