Adalet üzerine -I-

A -
A +

Mahkemeler adaletin tecelli etmesi gereken bir yerdir... Lakin, hakim ve savcıların iş yükü o kadar çok ki, adalet dağıtmaya zaman dahi yok... İmkânlar kısıtlı... Personel yetersiz... İlk duruşmada derdini anlatamadıysa, mahkeme üç ay sonrasına gün veriyor... Üç ay sonunda ikinci duruşmada derdini anlatabildiyse ve tahliye olabilmeyi, ya da beraat etmeyi başardıysa ne mutlu ona... Uçup giden altı ayının hesabını aramaya kalksa, bir ömrü tüketmek zorunda... * Adalet için huzura çıkan sanıklar çok defa bu ayrıntılardan dolayı kim vurduya gidiyor... Derdini anlatıyor ama anlaşılmıyor... Hukuk diliyle kendini savunamıyor... Yarım saat kendini savunuyor, hakim dört satıra indirip özetleyerek kâtibe yazdırıyor... Yazdırdığı dört satır ise çok defa sanığın suçsuzluğuna dair değil, âdeta suçlu oluşunu tarif ediyor. Savunma hakkı kutsallığı çok defa çiğneniyor... Yazılı savunma dilekçesi verilmesi sağlanmıyor... Anlaşılmaz hukuki ayrıntılar ise davanın seyrini önemli ölçüde belirliyor... Sanık avukatları ise mahkemede derdini anlatana kadar akla karayı seçiyor... Esas duruşunu bozmadan dert anlatmaya kalkanlar ise suçsuz olduğunu ispat edemeden çok defa cezaevinin yolunu tutuyor... Binlerce mahkûm koğuşlarda ya yargılanmayı bekliyor ya da ömür çürütüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.