> Londra/İngiltere Bir gün diyordu; "Aşk yürek dağlayan bir öyküdür..." Hasretin ateşiyle kavrulanlar sadece kavuşabilme umuduyla yaşar. Bir çocuk gibi içinde umutları büyütür... Geceleri hayal kurar ve her sabah yıkar gider... Küçük bir çocuk kadar, çocuktur yüreği... Bir damla gözyaşı ile söner öfkesi... Ve yanar yüreği, elleri... * Bir kâğıda; "Aşkın sürebilmesi için de üç şey gereklidir" diye yazıyor ve sıralıyordu; "Bir, Güven... İki, Aşk... Üç, Peki'dir..." Sırası değişmemeli diyordu... * "İnsan güvendiğine âşık olur" ve "Hem güvendiği, hem de âşık olduğu insanın her sözüne 'peki' denilmeli" dedikten sonra; "Eğer, ilk görüşte âşık oluyorsa, güven daha sonra geliyorsa aldatıldığında, yakasına yapışacağı kimse de yoktur." Aldatan birine sor, neden? diye... "Kırk bin gerekçe sayar sana." Aşklar böyle başlar, böyle biter işte... Dünya; şeytanların âşık olduğu bir diyardır... Ve şeytan aldatmaya mahkum edilen memurdur... * Bir gün diyordu; "Sevgi itaat demektir..." Ve son sözünü söylüyordu; "Aşkta merhamet yoktur!" Ve merhamet edilmeyen her aşk öyküleşiyor, efsaneleşiyor demekti... Bugün bayram... Hazreti İbrahim oğlu İsmail'e merhamet etmeden kesmek isterken, merhametsiz (!) oluşunun nedeni; Allah'a olan güveni, aşkı ve emirlerine peki deyişi yüzündendir... Bu yüzden O'na olan güven, aşk ve peki demenin kutlandığı günün adıdır, bayram... Ve bir aşkın öyküsüdür...