Bağdat'a giden yol

Dicle Nehri kenarındaki bir lokantada gün batımını izlerken, Enformasyon Bakanı Es Sahaf ile Ticaret Bakanı Muhammed Salih' de düşmandan daha çok üstün olduklarını anlatıyordu. Sazan balığından yapılan dünyaca ünlü mezguf yemeğini yerken, aklıma bir papazın hikâyesi geldi. * Şam'da bir papaz on gün yol yürür ve Bağdat'a gelir. Cüneyd Bağdadi'nin kapısını çalar; -Sana bir soru sormaya geldim. Allah katında sen mi üstünsün yoksa ben mi? Cüneyd Bağdadi; - Dünyanın en zor sorusunu bana sordun. On gün sonra gel cevabını vereyim, der... On gün sonra dergahın kapısını çalan papaza Bağdadi'nin bir saat önce öldüğü söylenir. * Papaz ikna olmayınca, talebe musalla taşında kefenlenen hocasına arz eder... Bağdadi derin bir uykudan uyanır gibi kefeninden çıkar ve papaza; -Papaz efendi hoş geldin, der ve papazın şaşkınlığını da gidermek için; -Bizi yaratan Allah bir daha yaratmaktan aciz değildir, dedikten sonra; - Sorunun cevabı yeryüzünde hiç kimsenin ne aklında ne de dilindedir. Gittiğin günden beri Allaha yalvardım, her kim üstün ise onu yanına al diye dua ettim. Bir saat önce ben kurtuldum, şimdi sen kendi halini düşün, der. Papaz, Kelime-i şehadet getirip Müslüman olur. * Savaşların nedeni üstünlük kurma çabasından kaynaklanıyor. Neden ben değil de, sen üstün bir yerdesin? Takdire rıza göstermeyenler, kendine göre bir yol tutar. Bağdat'a giden yolda 'ben herkesten üstünüm' anlayışını çöpe atacak. Cüneyd Bağdadi'nin dünyanın en zor sorusu dediği sorulara biz iki saniyede cevap vererek; -Ben, diyoruz. * İç savaşın eşiğine gelen Iraklılar 'Sazan' gibi kim 'cihad' yalanını söylüyorsa ateş alıp bombanın fitiline doğru koşuyorlar. Koşulduğu müddetçe daha çok kan akar...