Başı kaldırabilmek

Bizler her gün kendi içimizde kavgalarla gün tüketiyoruz... Ve her gün yeni kavga konuları üretiyoruz... Günübirlik 'polemik' başlıklar ithal ediyoruz... Bir arada yaşama sanatını keşfetmiş bir ecdadın çocukları olarak ne hikmetse son yüz elli yıldan beri sürekli kavga ediyoruz... Âdeta kavgasız gün geçirmiyoruz... Siyasi liderlerin günübirlik polemiklerine ilgili ilgisiz herkes koro hâlinde katılıyor... Kavga edebilmek için sanki bahane arıyor gibiyiz... Ama bu ülkeye dışarıdan bakanlar çok farklı yanlarımızı görüyor... Bunu da açıkça dile getiriyorlar... * Geçtiğimiz günlerde Fransız otomotiv devi Peugeot'nun Dünya Başkanı ve CEO'su Vincent Rambaud, 1980-1995 yıllarında Osmanlı Bankası'nda çalışan babasından Türkiye'yle ilgili çok hikâyeler duyduğunu belirtiyor ve diyor ki: "Babam gelecekte Türkiye'nin dünyanın en büyük güçlerinden biri olacağına inanırdı. Türkiye son 10 yılda hem ekonomide hem siyasi alanda istikrarı sağladı. Babamın öngörüsünün doğru olduğunu görüyorum." * İHA Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar kardeşim ise iki gün önce TGRT HABER TV'de NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ile yaptığı röportajı izlerken Türkiye ile ilgili olağanüstü sözlerini duydum... PKK'yı terör örgütü olarak gördüklerini, terörizmle mücadelenin NATO'nun yeni strateji konsepti olacağını belirtiyor ve diyordu ki: "AB ile Orta Doğu arasında önemli rol oynayan Türkiye, çok güçlü bir müttefik." Diyoruz ki, biraz da biz başımızı kaldırıp ne olduğumuzun farkına varalım... Ve kavgaları bitirelim... Bir yandan barış türkülerini söyleyip, diğer yandan savaş tamtamları çalarak kimse bir yere varamayacağını artık anlamalı... Şairin dediği gibi; -Bu memleket bizim!