Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali anlattı. Pakistan'da deprem olduğunda İstanbul'da okullarda yardım kampanyası başlatırlar... Öğrencilere ise; 'Yardımları ailenizden değil kendi harçlıklarınızdan biriktirerek verin' denilir... Erva adlı bir kız öğrenci ise yardım edemediğinin üzüntüsünden annesine söyler. O da kızına; "En sevdiğin ne varsa onu götür ver!" der. Erva, babasının hediye ettiği küçük bir altın bileziğini okula verir. Başkan anlamı büyük olan bu bileziği Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref'e takdim eder ve hikayesini de anlatır. Pervez Müşerref'in gözleri dolar ve heyete der ki; "Bu bilezik küçük ama, manevi olarak o kadar büyük ki, ben bunu nereye koysam sığmaz... Pakistan'a koysam bile sığmaz!" * Başkan Tekin Küçükali'nin anlattığı ikinci olay da Sudan'ın Darfur bölgesinde geçer. Darfur'da iki eski masa üzerinde kör bir traş bıçağı ile çocukların sünnet edildiğini görünce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ağlamaya başlar... Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali'ye bölgeye acil olarak bir hastane yapılması talimatını verir... Sudan Sağlık Bakanlığı ise yapılacak hastaneden kira ister. Burada da diplomatik anlamda dönemin dışişleri bakanı ve bugün Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül devreye girerek krizi çözer... Sonunda hastane yapılır... Çocuklar kör bir traş bıçağı ile sünnet olmaktan kurtulur. Sudan halkı bu olaydan çok etkilenir ve ülkemiz hakkında iyi niyet duygularını kalbine gömer... * Dünyada barış tesis edilecekse, bunun yolu ülkelerini yöneten başkanların gözyaşından geçer... Ağlayan başkanlara dünya her geçen gün daha çok ihtiyaç duymakta... "Ülkelerini felaketlerin eşiğine getiren başkanlar ağlamasını unutanlardır" denilmişse ağlayan başkanlar da ülkelerini felaketin eşiğinden döndürendir...