'Ben u Sen'

A -
A +

Bir-kaç günden beri Ankara'daydım. İlgili, ilgisiz herkes siyasetçi olmuş ve siyaset konuşuyor... Herkes birbirine 'ne olacak bu ülkenin hali?' diye soruyor ve her kafadan bir ses çıkıyor... Tartışmaya kırmızı diye başlayan masadan yine kırmızı diyerek kalkıyor... O zaman anlıyorum ki, kimsenin tartışarak doğruyu öğrenmeye niyeti yok... İş; Ben ve Sen kavgası... Aklıma bir hikaye geldi... Diyarbakır'da çok iyi bir usta varmış... İyi de kalfa yetiştirirmiş... Kalfa bir gün ustasına meydan okuyarak demiş ki; - Ben, senden daha iyi kale burcu yaparım. İşte meydan... Halk da hakem olsun! * Yedi Kardeş Burcu'nun inşaatına usta, Evli Beden Burcu'nun inşaatına da kalfa aynı gün başlar... Gün gelir her iki burcun inşaatı biter... Burcu bitiren kalfa halkın huzurunda ustasına; - Ben mi, sen mi? diye sorar... Halk toplanır ve kalfanın yaptığı burcun daha güzel olduğunu söyleyince, usta kalfasının sanattaki üstünlüğünü kabul eder ama kendini kalenin burcundan aşağı atar. Ustasının ölümüne dayanamayan kalfa da yaptığı hatayı anlar, pişman olur ve kendisini burçtan aşağı bırakır.. Diyarbakır halkı o günden bugüne o burcun adına 'Ben u Sen' der... * Bugün; ülkenin içine düştüğü durumda budur... Tüm kavgaların ana nedeni; Ben ve Sen'den kaynaklanmaktadır. Bu kavga sona erdirilmedikçe, kamplaşmalar bitirilmedikçe 'Ben ve Sen' kavgaları daha da derinleşir... Ve bu kavgaların sonu da dipsiz bir kuyudur... Kimse kimseyi bu dipsiz kuyudan kurtaramaz... Lakin kuyular kazılıyor... Biz de birbirimizi atmak için yarışıyoruz... 'Ben ve Sen' yüzünden... Oysa derler ki; ben diyen helak olur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.