Antalya'da sinema konulu konferansa katılan Türk oyuncular "Hollywood'a neden gidemiyoruz?" sorusuna; "Neden, Hollywood'a gelmek istiyorsunuz. Kendi sinemanızı o seviyeye neden getirmiyorsunuz?" sorusuyla cevap veren Kevin Spacey; bizler bilmediğimiz bir yerde yaşanan bilmediğimiz öyküleri keşfetmek istiyoruz, diyordu... Spacey, yol gösterirken; sinema sektörümüzün Hollywood'un değirmenlerine su taşıdığını bilemiyordu. Türk oyuncularından bazılarının derdi ülkesini dünyaya tanıtmak değil, 'ünlü sinema oyuncusu' olarak kendini dünyaya tanıtmayı arzululadıklarını, Spacey elbette bilemiyor ve ısrarla Hollywood'a gelmek isteyişlerine bu yüzden bir anlam veremiyordu... * Dünyanın bilmediği bize ait öyküleri keşfedip, beyaz perdeye aktarabilmek için, oyuncuların; kendi tarihini, kahramanlarını geleneğini, dinini, dilini bilmesi gerekiyor... Yabancı kültürlerin tesirinde kalıp, taklitten öteye gidemeyen, kadının çıplaklığı üzerine kurulu marazi bir hayali dünyanın şöhret budalası insanlar afişlere çıkınca, elbette Spacey'den Hollywood kapılarının kendilerine nasıl açılacağını soracaklardı... Çünkü, Türkiye dar gelmişti!.. * Oyuncuların bir zamanlar tek adresi; İstanbul'du... Kalabalıktı ve kaçabilecek, kendilerini kaybedecekleri sayısız mekan vardı... Gün geldi, İstanbul dar gelmeye başladı ve Paris, Londra, Viyana gibi Avrupa'nın diğer kentlerinde yaşamayı tercih ettiler... Daha sonra; New York, Los Angeles, San Francisco kentlerine Hollywood hayaliyle gittiler... Ama nafile... İnsanın, kendinden kaçışının hazin bir öyküsüdür... Spacey'in dediği gibi; bilinmeyen öyküleri keşfedebilmek için öncelikle kendini keşfetme yolculuğuna çıkmak gerekiyordu. Çıkamayacak kadar acze düşenlerin içine düştüğü bu illet rahmetli Tarık Buğra'nın dediği gibi, 'yeni değildir, çok eskilere dayanır...'