İnsanoğlu denizi kirletir. Üzerinden geçen bize uzaktan sevimli gelen gemiler bile mavi suları kirletir. Kim ne bulursa denize atar. Lodos ise denizlerin isyanıdır. Yani kusmasıdır. Atanın yanına kâr kaldığını zannedenler bir sabah kalkıp baktıklarında deniz isyan etmiş ve içinde ne varsa hepsini kusmuş... Kendisine atılanların hepsini bir isyanda atanlara iade etmiş. Bir avuç su deyip geçmeyelim... *** AK Parti İstanbul İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun on dört yıldan beri oturduğu ev heyelan bölgesinde olduğu rapor edilince yıkım kararı alınır. Dr. Müezzinoğlu ise; - Toprak bu kadar ağır yükü taşımıyor... İstanbul'da herkes rastgele ev yapmış... Benim evim de olsa yıkılması lazım, demiş. Toprağın isyanını da Dr. Müezzinoğlu anlatmış. Bir depremde nelerin yaşanabildiğini gördük... Bu yüzden Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun söylediklerini ciddiye alalım. Bir avuç toprak deyip geçmeyelim. *** Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ise demiş ki; -Kanalizasyon yapmak, su getirmek gibi projelere imza atmak varken, sanatçılara milyarlarca lira verip festivaller düzenleyerek kaynakları heba edenlere tek sözüm var; haindirler! *** Her iki olayda söylenen sözler o kadar açık ki... Eklenecek bir kelime dahi yok... Yıllardan beri kafaya takmışımdır her iki konuyu da. Belediyeler halktan ve esnaftan topladığı vergilerle, asli işleri ile ilgili hizmet vermeleri gerekirken; festival, sünnet şöleni ve toplu nikah törenleri yapma görevleri olduğunu zannetmiyorum. *** Bir parktan ve çeşmeden herkes istifade edebilir. Ya sünnet düğünlerinden? Ya toplu nikahlardan? Ya festivallerden? Belediyeler kişilerin reklam olma yeri değildir. Sanatçıların organizatörleri hiç değillerdir... Yarın kimse sormayacak; kaç sanatçı sahneye çıkarttığınızı. Kaç konser organize ettiğinizi. Kaç çocuğun sünnet edildiğini. Kaç kişinin toplu nikah töreni yapıldığını. Yol soracak. Park soracak. *** Dr.Müezzinoğlu ile Bakan Koç'un bu sözleri asla unutulmayacak... Doğruları söyleyenlerin de alkışlanacağı günler bir gün gelir elbet... İşte ülkemdeki gariplikler... Ve bir avuç suyun ve bir avuç toprağın hikâyesi...