> Medine/Arabistan Büyük bir medeniyetin yeşerdiği ve bir zamanlar dünyanın belki de en huzurlu kenti, diğer adıyla asr-ı saadetin ilk adresi, Medine'deyiz... Başkalarıyla dahi bir arada yaşama anlayışını ve sanatını binlerce yıl öncesinden ümmetine keşfettiren Sevgili Peygamberimizi düşündükçe, biz bugünlere nasıl geldik? sorusunu insan sormadan edemiyor... Bin yıldan beri kavganın eksik olmadığı bu coğrafyada herkese barıştan yana sözler sarf etmeyi, acı bize ait değilse herkesten acısını unutmasının erdeminden söz etmeyi çok iyi bilmekteyiz... Sürekli uzlaşmaya davet ederiz... Kurşun bize gelip dokunduğunda ise dünyanın en ketum insanları olup çıkmaktayız... Yanı başındaki masada çalışan iş arkadaşının derdini dinlemeye dahi tahammül edemeyenler binlerce şehit anasına 'yaranı unut' demeyi çok iyi biliyoruz... Yara bize aitse, sürekli hatırlama hastalığına bulaşmaktayız... * Sokaklarda kavga... Mecliste kavga... Maçlarda kavga... Üniversitelerde kavga... Basında kavga... Yargıda kavga... İş yerlerinde kavga... Siyasette kavga... Sendikalarda kavga... Parti içinde kavga... Televizyonlarda kavga... Cezaevlerinde kavga... Yurtlarda kavga... Dizilerde ve filmlerde kavga... Kavgasız gün yok... Lafa gelince ve bu ülkeyi tarif ederken de; "Biz böyle misafirperveriz, böyle zarif ve adam gibi adamlarız" sözlerini söylemekteyiz... * ABD, siyahla beyazı buluşturdu ve siyah yüzlü Obama'yı Başkan yaptı... Bu ülke ise hâlâ baş örtüsü, türban, sakal, laiklik, üniter yapı, demokrasi, statüko, terör, sağcı ve solcu, liberal ve ulusalcı ile bizler ve ötekiler tartışmasının fırtınalarını estirmekte... Bir fırtınaya tutulmuş gitmekteyiz... Lakin hangi limanda demirleyeceğimizi kimse bilmiyor bile... Aklıma ünlü yazar Kazancakis'in bir sözü geliyor her defasında; "Bağırmayın, acılarınız azalmaz!" Birilerinin çıkıp artık bu ülkenin bütün kavgalarını sona erdirmesi ve yaralarını sarması lazım... "Nerede ince ise orada kopsun" anlayışına kimsenin teslim olmaması gerek... Çünkü herkes aynı gemide... Bir fırtınaya tutulmuş giderken, herkes bir daha kendini muhasebeye çekmeli...