Bir mektup
Abraham Lincoln bir gün oğlunun öğretmenine mektup yazar... Mektubunda; "Okulda zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret... Eğer yapabilirsen oğluma kitapların büyüsünü öğret"der. Lincoln'un mektubunu okuduktan sonra sabahın erken saatlerinde okul servislerine yorgun-argın binen çocukları seyretmeye başladım. İki katlı ahşap bir evin tahta merdivenlerine ayaklarımın ucuna basıp, sabahın erken ve soğuk vakitlerinde, kahvaltı edemeden sessiz sedasız ve yarım saatten fazla yol yürüyerek okula gittiğim günleri hatırladım... Süt tozundan yapılan sıcak süt ile poğaçanın dağıtılmasını heyecanla beklediğimi hatırlayınca, okula sabahın erken vaktinde gitmenin bizim için bir sevda olduğunu, günümüz çocuklarının ise sanki sıkıntılı bir işmiş gibi algıladıkları kanaatine kapıldım. Bizim için okul bir aşktı... * Neden böyle kanaate kapıldım? Çocukların, okul servisleri evlerin önüne gelmesine rağmen asansöre binip aşağıya kadar inmeye nazlandığını gördükçe ve başka şeylerin hayalini kurduklarına şahit oldukça bu kanaate sahip oluyorum... Ya futbolcu, ya şarkıcı ya da yalancı kahramanlardan biri olmayı arzuladıklarını görüyorum. Kime sorsam; ya Süpermen, ya da Örümcek Adam olmak istiyor... Kolayı seçtiklerini zannederken aslında en zoru seçiyorlar! Hâlâ 'yalan' ile 'hayal'in ayırt edilemediği çağlarda mı yaşıyoruz ? Ki çocuklar hayali ve karton kahramanların peşinde hayalî dünyalar kuruyorlar? Eğitenler ve öğretenler kimi eğitiyor ve ne öğretiyor? * "Okulda hata yapmanın hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona... Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik ayakta durup savaşmasını öğret" diyen Abraham Lincoln'un mektubundaki sözlerinden ders alması gereken sadece öğretmenler değil; Siyasetçiler, Doktorlar, Gazeteciler, Hukukçular, İş adamları, Kısacası herkesin kendine bir 'ders' çıkarması gerekmez mi? 'Okul' yerine hangi mesleği icra ediyorsanız o mesleğin adını yazıp cümleleri bir daha okuyalım... 'Uyar' veya 'uymaz' diyerek kendimizi test edelim. Ben 'siyaset' veya 'gazetecilik' diye yazdığımda bu sözlerin hiç de yanlış adrese giden 'bir mektup' olmadığını gördüm... 'Bir mektup' bazen çok şey demek...