Bir yol yorgunu

BJK yönetimine sağlığımla ilgili bir hayli sıkıntılı günler geçirdikten sonra başlamıştım... Sanıyordum ki, şairin dediği gibi; - Dışarıda mevsim baharmış! Oysa dışarıda hayatın her alanı kirletilmiş, yıpratılmış, tüketilmiş, ilişkiler zedelenmiş, menfaat çatışmaları kapalı kapılar ardından çıkartılıp meydanlara taşınmış... Dışarıdaki hayat acımasız, güvensiz ve ifadesiz yüze sahip insanlardan oluşmuş... Bu insanlığın kökü nerede belli değil... Ve şairin dediği gibi; - İyi insanlar iyi atlara binip gittiler! Yüzlerine 'sadakat rolü yüklü' adamlar ihanetlerini gizlemeyi başarmış... Meğerse, dışarıda mevsim hiç bahar olmamış! * Bizans'tan miras kalan bütün oyunlar sahneye uyarlanmış. Pusu kuran, yürek kanatan, iftira atanlar kalabalığa karışıyor ve bir daha bu kentin hiçbir sokağında karşınıza dahi çıkmıyor... Yiğitlik, kelimesinin karşılığındaki tarif boşaltılmış ve duruma göre her dakika yeni tarifler yazılmış, sonra zarurete göre silinmiş... Meğerse, dışarıda mevsim hiç bahar olmamış! * Bir yılı geçti BJK'deki serüvenim... Yirmi yılı aşkın bir zamandır tanıdığım Başkan Demirören'in fedakârlıklarının, yönetim anlayışının, BJK sevdasının yakın şahidiyim... O sert görünümünün ardında güzel bir yüreğe sahip. Gözyaşlarına çok şahit oldum... Bir evlat acısı kadar yüreğimize gelip çöken bu acılı sürecin elbette bir gün geçeceğine de inanmışız ama Metris'te üç dost yüzlü adamın akıbeti belki de hayatımızın en anlamlı hikâyesi olmuştu... Şair her ne kadar; iyi insanlar iyi atlara binip gittiler, demişse de birkaç atlı daha duruyor... Atlar yorulsa da, süvarileri yol yorgunu olsa da yol duruyor... Daha gidilecek uzun bir yol var... Oruç ayı... Sabır ve dayanma günü... Allah'a tevekkül etme ve af için yalvarma günü... Kulların merhameti çölde suya kavuşmak gibidir, oysa Yaradan'ın merhameti gazabını geçmiştir... Bir ciğer acısıyla başlayan serüven damla damla akan kanla devam ediyor... Meğerse, dışarıda mevsim hiç bahar olmamış!