Biraz bezirgân biraz kalender

Eskiden, çok kâr amacı güdenlere bezirgân, gösterişten uzak sade bir hayat yaşayanlara da kalender denirdi. Çıkarı için, yedi düvele dört nala at koşturan bezirgânların fütursuz ahlâkı, bugün ticari sınırların dışına çıktı... Ticaretin dışındaki her meslekte bezirgânların sayısı artarken, kalenderlerin sayısında ise düşüş var... Eskiden kim bezirgân, kim kalender ayırt edilirdi. Ya şimdi? Artık herkes biraz bezirgân, biraz kalender... * Saflar karışık. Dün hain... Bugün kahraman. Yarın ise ne olacağı belli değil? * ''Kim kimin yanında?" sorusunun cevabını kimse tam olarak bilmiş değil... Dünyanın tüm bezirgânları küreselleşme çatısı altında buluşurken, kalenderler de yağmurda ıslanmamak için zoraki bu çatının altına girdi. Güneş açtığında ise çatının altı tatlı geldi. ... Bezirgânlar organize... Kalenderlerin ise kendinden başka dostu yok. Bezirgân daima ağlar. Sürekli etrafındakilere, zarar ettiğini anlatır, paraya paraya demez. Kalender ise kendi halinde yaşamaya devam eder... Varılan nokta; kimin nereye kadar bezirgân, kimin nereye kadar kalender olduğu artık belli değil... Bu ayrımı yapmakta şaşıran kalabalıklar da, kendini suların akışına bıraktı... * Bugün bezirgânlık da, kalenderlik de artık profesyonelce yapılıyor... Ahlâk da, kâğıt para gibi küreselleştirildi... Kazanç peşine ve derdine düşen para babası bezirgânları nerede görsem, hiç kâr edemediklerinden, piyasaların çok kötü olduğundan dert yanarlar... İnsanın cebinden para çıkartıp veresi gelir. Kazanan daima ağlar. Kaybeden ise haline şükür eder... * Şirazlı Şeyh Sadi der ki: "-İki kimsenin yüreğinden acı çıkmaz: Gemisi batan bezirgânla, kalenderlerle düşüp kalkan mirasyedi." Bu ülkede ikisinin de kalabalığından geçilmiyor... Ama dünün bezirgânları gemilerini batırıyor. Bugün ise hiçbir bezirgânın gemisi asla batmıyor... 'Ya bezirgân ya kalender' günlerine yeniden kavuşmalıyız. Yoksa kimin ne kadar bezirgân, ne kadar kalender olduğunu kimse bilmeyecek.