Biriktirebilmek...

A -
A +

Doğup büyüdüğü diyarda; hiç kimse bilmezdi, dostların düşmanlarıyla keyif çatmanın yalandan gerekçesini... Arkadan vurmasını. Ve kahkahalarla dostların ardından gülmeyi... Kalleşçe vurulanı duymazdı. Mertçe ve yüz yüze olurdu savaşlar, eskiden beri. Dağlara çıkılmaz ve de kaçılmazdı. * Dağları olmayan kentlere geldiğinden beri; kimin dost ve kimin düşman olduğunu hâlâ öğrenemedi. Kentin her iki yakasında da iki yüze sahip insanlar yaşamakta ve nefretlerini sinsice gizlemeyi başarabildikleri müddetçe ayakları üzerinde 'adam' dan sayılmaktaydılar... Bir gün; en güçlünün en zayıf anında karşısına geçip, yıllarca içinde biriktirdiği nefreti bir defasında kusma taktiğini hiç öğrenemedi... * Doğup büyüdüğü kentlerden geldiği günden beri; iki yüze sahip insanlarından oluşan iki yakalı şehirde, iki yakasını bir araya bir türlü getiremedi... Arada duvardan adamlar vardı. Ve demirden perdeler... Her akşam eve döner ve şairin, "bugün de ölmedim anne" mısralarına sığınarak teselli arardı... Dört duvarın arasında yaşamaya çalışan bir kadın ve bir çocuğun gözlerine bakarak... İçi; kör kuyulara dönmüş gibiydi... Başkaları paralarını, o ise acılarını, ve uğradığı tüm kalleşlikleri içindeki kör kuyularda biriktirmekteydi... Biriktirebilmek de sabrın bir başka adıydı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.