Düşünülmeden piyasaya sürülen düşünceler ve söylenen sözler yüzünden toplum her dakika yeni bir travma yaşıyor ve kaosun içerisine itiliyor... Tepkilere göre ya günlerce savunma ya da özür dileniyor... Dilin kemiği yokmuş... Ağızdan dökülen kelimeler, kelime oyunlarıyla yazılan yazılar milyonları yaralıyor... Öfkeyle konuşanlar ve kinle yazılarını kaleme alanlar küfür kırıntısından bir adım öteye geçemiyor... Bir fildişi kulesine çıkılmış, her kafadan ayrı bir ses çıkıyor... Bu ülkenin medyası büyük bir kahvehaneye dönüştürülüyor... 'Ağzı olan konuşuyor' misali bu ülkedeki yayıncılığın geldiği son noktayı özetliyor... Türkçe üzerinde ahkam kesen Hakkı Devrim başkalarına konuşma dersi verirken, eleştirirken kendi ağzından çıkan kelimelere hâkim olamıyor... Sevgili Peygamber Efendimize saygısızlık içeren laflar ediyor, tepkiler üzerine bir gün sonra yanlış anlaşıldığını söyleyerek konu kapatılıyor... Danimarka'daki karikatür krizini konuşan ve tepki veren bu ülke kendisine hiç bakmıyor... Unutmayı sanatlaştırabilen bir ülkeyiz... * Olaylar, düşünceler siyah ve beyazdan ibaret hale gelmiş... Sultan Vahdettin'e hain diyen kafalar zerre kadar düşünceden yoksun... Oysa Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurunca Kazım Karabekir, Rauf Orbay ve Mareşal Fevzi Çakmak gibi Kurtuluş Savaşı kahramanlarına Atatürk Nutuk'ta 'hain' demiş... Yıllar sonra Abdi İpekçi, İsmet İnönü'ye bir röportajında bu durumu soruyor... İnönü diyor ki; -1927 yılının şartlarında öfke ile söylenmiş sözlerdir... Peki, Sultan Vahdettin Han'a gelince dönemin şartları gerekçesi neden gündeme getirilmiyor? * Şimdi, Nutuk'ta hain yazılmış diye Kurtuluş Savaşı kahramanları hain mi yoksa 1927 şartları mı? Hangisi doğru ve hangisine inanacağız? Hainlerse, Kurtuluş Savaşı'nın kahramanları kimler? Tek bir kişi mi? Hakikat sarartılmış ve çöpe atılmış, iftira ve yalan hakikat sayılmış... 167 üniversite bu ülkede eğitim veriyor, tarih hâlâ tartışmalı... Kim hain, kim sadık belli değil! Böyle bir ülke olabilir mi? Tarihçiler susuyor, gazeteciler köşelerinde sallayıp duruyor...