Çatışmalar

A -
A +

80'den sonra; Türkiye ve Dünya'nın nereden nereye geldiği düşünüldüğünde, varılan sonuçlar ürkütüyor... Otuz yıl öncesine bugünün penceresinden bakıldığında; dünya hafızalarda adeta küçük bir kasaba gibi duruyor.. Aslında her insan 'tarih dede' olmuş farkında değil. Ömründe bir savaş gören dedelerin sürekli aynı hikayeyi anlatarak bitiremediklerine şahit olanlar, kendi zamanında yaşanan vahşetleri hatırlamaya ihtiyaç duymadan gün tüketiyor.. Kendi gördüklerini anlatmaya kalksa, nereden başlayacağını dahi kestiremiyor... O kadar çok; olay, savaş, suikast, eylem yaşanmış ki, ayakta durabilmenin telaşından, geçmişe ait bu olayların perde arkası gerçeklerini yıllar sonra gazete haberlerinden rastgele okuyunca, o zaman yaşananları hatırlıyor... Bir ara olaylar duraklama devrine girse, herkes dönüp yaşadıklarının muhasebesini yapacak ve haklıyı, haksızı ayırt edecek ama ne acı ki biri bitiyor diğeri başlıyor... Bu yüzden dün çabuk unutuluyor... * Sınırlar gün geçtikçe kalkıyor.. Sınır kapıları sökülüyor.. Dünya; gittikçe tek millet, tek kültüre doğru hızla yolalıyor.. Bunun adına birileri 'küreselleşme' diyor.. Birileri de 'globalleşme.' Birileri ise 'modern sömürgeleştirilmenin öyküsü' diye adlandırıyor... Küresel savaşların ve kavgaların meydanları yok.. Askeri hiç yok.. Savaşlar artık yüz yüze değil.. Yüzü gözükmeyen düşmanı tanıyanlar da dost değil.. * AT&T'nin CEO'su Michael Armstrong 'sınırların yıkılmakta olduğunu' söylüyor ve ardından ilave ediyor; "İster gümrük sınırları, ister parasal sınırlar, ister siyasi sınırlar, isterse etnik sınırlar söz konusu olsun, bu geri döndürülemez bir eğilimdir." Kaldırılan sınırların zafer kutlamaları devam ederken başlayan iç çatışmaların yanısıra dış çatışmaları da beraberinde getiriyor... İşte bu görünmeyen büyük tehlikeye karşı da çatışmalı ortamlarda liderliğe gittikçe ihtiyaç duyuluyor.. Mark Gerzon, 'Çatışmalı Ortamlarda Liderlik' adlı eserinde bu konuyu şöyle özetliyor; "Bölücü sınırları aşabilen liderler uygarlıklar için her zaman yaşamsal olmuşlardır, ama günümüzde böylesi liderlik kapasitesine olan ihtiyaç daha da ivedileşmiş ve yaygınlaşmıştır." * Kısaca, dünya hızla dönerken, üzerinde nefes alanlar daha çok hareketli.. Milyonlar, sürekli hareket halinde.. Kimse yerinde duramıyor.. Çeşitlilik ve değişim küreselleşiyor.. Yerel kültür, gelenekler tarihe karışıyor.. Teknoloji hiç ara vermeden başkalaşıyor.. Karar verme ise çok daha karmaşıklaşıyor.. İşte bu ortamlara 'kıyamet zamanı' deniliyor.. Böyle olunca da; kin ve ihtirasları sona erdirecek, yol ve akıl sorulacak ve teslim olunacak büyüklere her zamankinden daha çok ihtiyaç var.. Kendi başına kalanlar ve tek başına karar verenlerin sonu bu yüzden hüsranla bitiyor..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.