> Abu Dhabi Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dhabi, Dubai ve Sharjah kentlerini gezdikten sonra anladım ki, tek doğru dünyanın her yerinde binlerce parçalara bölünmüş... Herkes bir yerinden, işine geldiğine ve kafasına göre bir doğru yakalamış... Binlerce uyduruk 'doğru' doğurulmuş... Yüzbinlerce 'hakikat' öldürülmüş... Hangisi doğru? Belli değil... Kafalar, bilinçli bir şekilde karıştırılmış... Yuvarlak dünya, yuvarlanan ve yuvarlandıkça bir çığ topu gibi büyüyen çelişkiler yumağına dönüşmüş... Bu çelişkileri izah edecek var mı? * İki saat uzağındaki komşu ülkesine binlerce yağan bombaya aldırış dahi etmeyenlerin saraylarında çattıkları keyif, diğer yanda ise ağlayacakları bir mezar taşına bile sahip olamayanlar... Kentin bir yakasında; lüks, ihtişam, gösteriş kokarken ve çölde yükselen dev gökdelenlere milyarlarca dolar harcanırken 'düşman' ilan ettikleri ülkelerin hazinesini doldurduklarının farkında mıydılar? Bu farkı anlatabilen var mı? * Kentin diğer yakasında ise; Pakistan, Afganistan, Endonezya, Sudan'dan gelip çalışarak karnını doyurmaya ve iki yakasını bir araya getirmeye çalışan yüz binlerce fukara insan... Bu uçurumun derinliğini ölçebilen var mı? * Dünyaca ünlü Burj Al Arap Oteli'ni gezdim... Anlamı; Arap Kalesi... Yedi yıldızlı otelini gezdim, sadece fiyaka... Başka ülkeler; otelleri, gökdelenleri ile fiyaka atmıyor, kazandığı para, uluslararası yaptırım gücü ile övünüyor... Almanya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın, Çin'in, Hindistan'ın ve Amerika'nın kaleleri otel olmadı asla... Başka ülke ismi saymaya gerek var mı? Yani Rusya, İspanya da diyebiliriz... İşte bu iki yakasını bir araya getiremeyen çöl ülkelerinde bir yanda savaşa karşı beyanlar, diğer yanda savaşan ülkelerin pahalı markalarına, oyuncaklarına akıtılan milyarlarca dolarlar... Başka bir şey anlatmaya gerek var mı? / Şimdi, Dubai'de dünyanın en büyük gökdeleni inşaatı yapılıyor... Kaç kat olacağı ise bir 'sır' gibi saklanıyor... İnşaatların tüm malzemeleri batıdan geliyor. Petrolden elde edilen paralar batı ülkelerinin para kalelerine akıyor. Bu çelişkiler yumağındaki gökledelen şehirlerine sahip ülkeler, akıtılan sterlin ve dolarların 'kurşun' olup bir gün kendi topraklarına geri döneceği günleri bekliyor... Lakin, şimdilik keyfe, saltanata devam... Irak'taki tüm lüks binaları da, unutmayalım uzaydakiler gelip yapmamıştı... Hatırlayan var mı? * Bugün 29 Ekim... Yedi düvelin kazma-kürek ile kovulduğu gün... Maraş'tan, Antep'ten, Kütahya'dan, Eskişehir'den, Afyon'dan, İzmir'den kovulduğu gün... Yıkarak gelip, yakarak gidenlerden bugün 'medet' umuluyor... Ne uğruna? Medeniyet uğruna... Ne hikmetse bizde medeniyet denilince, gökdelen, yol, elektrik, baraj, bilgisayar, cep telefonuna sahip olmak akla geliyor... Bize medeniyetin oyuncaklarına sahip olmak arzusundan başka bir şey kalmamış... Çelişkiler yumağında yeniden düşünülmesi lazım değil mi? Fazla söze gerek var mı?