Havaalanı yolu genişletildi... Kanayan bir yaraydı ve Başkan Kadir Topbaş çözdü. Şimdi Yeşilköy'deki havuzlu kavşak yapılıyor, bu da kentin en tıkalı damarlarından biriydi... Yalnız genişletilen yolun her iki tarafında her gün, her saat trafik polislerinin radar yapma fikrinin kime ait olduğunu merak ediyorum! Allah aşkına biri çıkıp bunu söylese bari... Her tarafta trafik kilitlenmişken, havaalanı yolu tam açılmış iken, bu defa yolun iki şeridinde vatandaşa trafik polisi tuzak kurmuş. İstanbul bir köy mü? Bir Allah'ın kulu buna dur diyemiyor mu? Trafik polisinin tek görevi radar uygulaması yapmak mı? * Kamyonlar, TIR'lar, minibüsler, otobüsler, kamyonetler kentin her tarafında âdeta canavar gibi cirit atıp büyük kazalara neden oluyor o zaman o radar uygulayan polisler nerelerde geziyordu? Ama lüks araçların geçtikleri yollarda trafik polisi ne hikmetse radar görevini hiç aksatmadan yapıyor... Ve bu ülke AB'ye girecek öyle mi? Trafik sıkışıklığını binlerce kameradan sabahtan akşama dek oturdukları yerden seyredenler, bir araç bozulduğunda ise saatler sonra acil ekip gönderiyor. Hele eski bir araç bozulup kaldığında ise binlerce aracın boş yere tükettiği akaryakıtla bazen kırk araç satın alınır... * Pakistan'da sel var... Anladık yardım edilsin ama seferberlik de ilan edilmesin... Çünkü, İstanbul'da insanlar gecekondularda kuru ekmekle yaşamaya çalışırken biz milyarlarca dolar parayı Pakistan'a gönderiyoruz... Yahu biz niye her şeyin en çok uzağındakini seviyoruz? Ve niçin yakınımızdakilerden çok nefret ediyoruz! Molla Gürani der ki; - Önünü görmeyenlerin öteleri görme hakkı yoktur! İşte biz böyle garip bir ülkeyiz... Pakistan'da sel haberlerini niye sık yayınlamadığımızdan şikâyet edenler diyordu ki; - Müslümanların dramını verin ki, dünya ayaklanıp yardım etsin! İstanbul'daki sel haberlerini verince niye medyaya kızılıyor ve hükümet düşmanlığı yapmakla suçlanıyor! Ne diyelim, çıpaları kopmuş gemileri kimse durduramıyor!