Asırlardan beri yeryüzünde hiçbir davanın gerçek yüzü aydınlatılmadan dava mezarlıklarında saygın bir yere gömülmüştür... Çünkü hiçbir davanın anatomisi, ya da otopsisi yapılmamıştır... Davaların ardından sadece kahramanlık hikâyeleriyle şişirilen kronolojik methiye tarihi yazılmıştır... Davalar, modern çağda artık direnemiyor! Para ve güç kavgaları yüzünden dava, ya siyasete, ya da modern kumarhanelere yenik düşmüştür... Davaların yaşama süresi modern kumarhanelerin birinci sıradaki adresi olan borsaların günlük çizdiği grafiğe benzer... Nedensizce bir iner, bir çıkar... * Dava; saf ve yürekli adamların fedakârlıklarıyla var olmuştur. İkiyüzlü insanların sızmasıyla yıkılış süreci başlamıştır... Davanın gerçek adamları diskalifiye edilince de yıkıldığı sadece ilan edilmiş olur... Bu zaafa yenik düşen davaların analizi daha yapılmadı... Methiyeden öteye gidilmemiştir... Dava, var olan büyük bir yanlışa direnerek ortaya çıkar ve taraftar toplar... Büyüdükçe içeridekilere hakim olmak güçleşir... Dışarıdakilerin ise düşmanlıkları artar... İçerideki ikiyüzlüler ile dışarıdaki düşmanlar mutlaka bir yerlerde buluşur ve birleşir... Ve dava bir ihanete kurban gider... * Direnişleri kırılan dava ya kendini değiştirir, ya direndiği büyük bir yanlışa teslim olur, ya da kendini mecburen tasfiye eder... İnsanlar, yüzyıllardan beri günübirlik yaşadığından dolayı düşünce felcine uğramış akıl hastaları gibi bu yıkılışın muhasebesini yapamaz, düşünemez ve göremez... Çağdaş Fransız yazarı Gaston Bouthoul'un, 'Ordu çoğaldı mı yenilir, ağaç büyüdü mü devrilir' sözünü kimse hatırlamıyor bile... Davaları orijinal kılan inandıklarıdır... İnanmadıklarıyla bir arada yaşamak ayrıdır, bir arada zafere yürümek çok ayrı taktiklerdir... Kendine ters düşen politikayla ve büyümeyi hedefleyen her davanın sonu bu yüzden yeryüzü mezarlıklarıdır...