'Delikanlı' modası

Kurtlar Vadisi'nde adam diyor ki; "Adam dediğin delikanlı gibi yaşar ve delikanlı gibi ölür!" Anadolu'da nice delikanlının kulağına bu söz fısıldanarak büyütüldü... Çünkü 'delikanlı' olmak bir ayrıcalıktı, yaşadığınız mahallede ve şehirde. Delikanlı ne demekti? Yalan söylemeyendi. İftira etmeyendi. Dost ve düşmanın ardında konuşmayan, konuşturtmayandı. Güçsüze el kaldırmayandı. Kendisi tok iken dostunun açlığına katlanamayandı. Dostunun yokluğuna üzülen varlığına sevinendi. Kibirli asla değildi. Delikanlı olmak için herkes gizliden gizliye birbiriyle yarışırdı, yaşadığı mahallede ve şehirde. *** Aşkları masumdu. Günlük sevdaların adamı değillerdi. Ölesiye severlerdi. *** Arkalarından açılan her savaşı, ihanet sayarlardı. Savaşların 'yüz yüze' olduğuna inanırlardı. Kendilerini asla düşünmez ama başkalarının derdi ile dertlenirlerdi. *** Peki ya günümüzde? Dostlarının yokluğunu dört duvar arasına hapsedip duyurmayan, görmezlikten gelen, dostlarının varlıklarını ise dünyaya ilan edenler delikanlı sayılır oldu. Uyuşturucu, kaçakçı, silah tüccarlığı ile zengin olanlar, tetikçilik yapanlar, organize suçlara bulaşanların delikanlı sayıldığı günümüzde; teröristlerin, adam kaçıranların, delikanlı diye yutturulmaya çalışıldığı dünyada kim delikanlı? 'Delikanlı' modası başladı. Ne kadar parası varsa o kadar delikanlı anlayışının hakim olduğu dünyada artık her şey sis içinde... 'Delikanlı'nın tarifi yeniden yapılması lazım. Adam dediklerimiz artık hayatın acımasız şartlarına boyun eğerek, delikanlı kalmaya çalışıyor... Adam demediklerimiz ise, parasının zoruyla delikanlı olmaya çalışıyor... Peki kim kime itibar ediyor? Güçsüze mi? Parasıza mı? Firavun'un da gücüne ve parasına itibar edenler Hazreti Musa'nın asasına Kızıl Deniz'de yenik düştüler... Delikanlı, televizyonların gösterdikleri filmlerde başkalarının hayatlarını oynayanlar değil, televizyonların gösteremediği aramızda yaşayanlardır...