Amerikan yapımı filmde; ABD'nin silah üreticilerinden biri yeni buluşları olan füzeyi denemek için Afganistan'a gider ve Amerikan ordusuna uygulamalı bir tatbikat yapar... Afganistan'daki örgütler ünlü silah üreticisini kaçırır ve mağaraya hapseder... Silah üreticisi mağarada kendi gibi esir tutulan Macar asıllı bilim adamına sorar; -Bunlar kim? O da; -Öldürdüklerin!... * Afganlı örgüt, silah üreticisi ile Macar asıllı bilim adamlarından bir füze yapmasını ve ihtiyaç duyulacak tüm malzemeleri de karşılayacaklarını iletir. İki esir kafadar mağarada çalışmaya başlar... Örgüt lideri ve elemanları kendilerine bir füze yapıldığını düşünür. Silah üreticisi ise kurtulmak için modern silahlardan ibaret bir 'demir adam' robotu yapar ve içerisine girer... Örgüt lideri hariç, direnişcilerin hepsini öldürür ve Afganistan'dan kaçıp kurtulur... * Adam, ABD'ye dönerek basın toplantısı düzenler ve; -Yaptıklarının hesabını vermeyen bir sistemin parçası olmuşum meğerse! diyerek füze ve silah üreten fabrikalarının hepsini kapatacağını açıklar... * Sonuçta 'demir adam', 'eden kendine eder' demeye getiriyordu. Lakin bazıları var ki, sadece kendine etmekle kalmıyor milyonlarca insana kötülük ediyor... Ve nice ülke haritadan siliniyor... Ya yüreği 'demirden' olan adamlar? Acaba ne zaman yüreklerindeki paslı demirleri söküp atacak ve 'yaptıklarının hesabını vermeyen bir sistemin parçası olduklarını' itiraf ederek pişmanlıklarını dünyaya haykıracak! Çünkü, her geçen gün yürekleri 'demirden adamlar'la etrafımız çevriliyor!