Devletin eli

Zehirleniyor, uyuşturuluyor insanlar... Kapalı yerde sigara yasağına rağmen, fabrika bacaları gibi her yerde duman tütüyor... TIR'lar her sabah kentlere fıçılarla şarap ve bira taşıyor... Sudan çok alkol tüketiliyor... Yabancı sigaraya verilen para ülkenin asırlık dertlerine harcansa dert kalmaz... Silahsız bir savaş yaşanıyor âdeta... Gençlerin çoğu sigara ve alkol içiyor... Silah tüccarı ayıplanıyor da, sigara ve içki satarak devleşenler ayıplanmıyor... Ve aksine 'holdingleştikleri' için itibar görüyor... Üç kuruş vergi toplayan devlet ise aldığı vergileri sağlık sektörüne harcıyor... Sağlık Bakanı Recep Akdağ sigaranın açtığı tahribatın milyarlarca dolara vardığını ifade ediyordu... Ya alkolün? Bilinmiyor bile... * Bu ülkedeki sigara fabrikaları kapatıldı ve tütün piyasası yabancı sermayenin cirit alanına dönüştürüldü... Her konuda içine düştüğümüz meselenin sonu nedense çıkmaz sokaklarda bitiyor... Bataklığı kurutmak yerine sineklerle savaşmayı gelenekselleştirdik... Kuzey Irak'tan ve çevre illerden bu işin ticaretini yapanları da sayarsak bir hayli rant dönüyor... Devletin kaçakçılık birimleri ise yüz sevkiyatın ancak birini yakalayabiliyor... * İnsanları zehirleyerek para kazananların çocukları büyüdüklerinde ne acı ki namuslu adamların çocuklarına hükmediyor... Çünkü biri güçlü... Diğeri ise ayakta durmaya çalışıyor... Devlet ise insanları uyuşturup zehirleyerek zenginleşen iş adamı bozuntularına her geçen gün daha çok itibar ediyor... Zehir tüccarı kimliklerini ise birkaç uluslararası konser, resim sergisi ve sosyal sorumluluk projesiyle gizliyor... Cüzdanı ve vicdanı arasında sıkışıp kalan adalet ise adliye saraylarında saltanat sürüyor... Gemiler dolusu kaçak viski ve sigara bu ülkeye gizlice sokuluyor... Ve gençlik ve bir millet tüketiliyor... Sonra da kentlerin duvarlarına afişler asılıyor: - Sağlığınızı korumak sizin elinizde! Peki devletin eli nerede?