Dünden bugüne...

A -
A +

1980 öncesiydi. Akşam çökünce bu ülkenin kentlerine, insanlar evlerine bir sel suyu gibi çekiliyorlardı, yorgun-argın ve korku dolu gözlerle. Geceler zifiri karanlıktı, ışıkları sönüktü. Sokak ve cadde lambaları yanmıyordu, karartma vardı adeta tüm kentlerde. Kentler uykularından kurşun sesi ile uyandırılıyordu, gece yarılarında. Birileri, güvenlik güçlerinin olaylara müdahale ettiğini ve asayişin normalleştiğini belirtirken, birileri de faillerinin en kısa zamanda yakalanacağını ve yapanların yanına kâr kalmayacağını ifade ediyorlardı, radyo ve gazete haberlerinde. 'Dün'e ait bir kesitti, bu yaşananlar. *** Kimse kendine sormadı, ne içindi bunlar ? Ne acı ki, vuranlar bu ülkeyi kurtarma adına vurulanlar da bu ülke için vurulduklarına inandırıldılar...asla bilinmediler ve görünmediler bu inandıran gölge adamlar. Kentler boşaldı. Topraklar terk edildi. Büyük kentlerde yürüyüşler yapıldı. Üniversiteler ateş topuydu. Fabrikalar yakıldı. Evler kurşunlandı. Greve giden işçiler çalıştıkları ve ekmek yedikleri fabrikaların makinelerini kırıp-dökmekle; adeta gâvuru Sakarya önlerinde bozguna uğratan kumandan edasıyla zafer kutlamaları yapmaktaydılar, fabrika önlerinde halay çekerek...devlete ve bayrağa küfür ederek... 'Dün'e ait yaşananlardı bu olaylar. *** 1980 sonrasıydı. Kurşunların adres sormadığı günler bir bıçak gibi kesilivermişti 12 Eylül'ün sabahında. Kentler uykularından kurşun sesleri ile uyanmıyor, kentlerdeki insanlar yorgun-argın ve korku dolu gözlerle evlerine dönmüyorlardı. Uzun sürmedi kentlerin bu mutlulukları. PKK belası sarıldı bu ülkenin başına. Yıllarca dağları eşkıyalar tuttu. 17 yıl dağlarda barut kokusu soludu bu ülkenin askeri. Milyarlarca dolar ve binlerce şehit kaldı geride bir de yalnız ve sahipsiz kalan başı eğik aileler. Ve kolları, kanatları ve ayakları kesilerek âdeta budanan gaziler. Onlar, dünü unutmadılar ve unutturamadı hiç kimseler. Dün yeniden bugünlerimize dağlardan haince kentlere doğru ihale ile getirtiliyor mu? Kim verdi bu ihaleyi? Emekli Korgeneral Hasan Muratlı Paşa, dayanamadı ve bir gün kendine ve bu ülkeye bir soru sordu; -Bu ülkenin toprakları neden eşkıya, terörist çıkartıyor. Bu topraklarda neden bölücü çıkıyor? Fransa'da, Almanya'da, Hollanda'da, İtalya'da neden çıkmıyor? Bu ülkenin vatandaşı olduğunu iddia edenler neden bu kadar kolay hain ve namussuz olabiliyor? Kim kullanıyor bunları? Ne adına? Bu ne kalleşliktir, kendine hizmet veren doktoru, hakimi, savcıyı, askeri neden kurşuna diziyor? Bu ne kindir? Bu ne vahşettir? Kim yetiştiriyor bunları böyle? *** Bu soruların cevabını kimse daha veremedi. Sorma zamanıdır, yoksa 'Dün' yine bize doğru usulca gelmekte...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.