Başkalarına hayranlık duygularını son iki yüz yıldan beri zirvede yaşayan bir toplum ve devlet olduğumuzun, şuurundan vazgeçtik, farkında bile değiliz... ABD'de bir Türk gecesi düzenleniyor, lakin bir Türk aktörünün dahi olmadığı masada Robert De Niro baş köşeye oturtuluyor... Neden? Belli değil... Bir gazetenin genel yayın yönetmeni Davos'ta Sharon Stone görür ve baş yazısında 'Sharon bana teğet geçti' diye yazı kaleme alıyor... Antalya'da Azerbaycanlı bir yatırımcı Mardan otelini açar... Açılışa Monica Belluci, Paris Hilton ve Richard Gere ile Sharon Stone geliyor... Türk aktörler yoktur dahi... * Bu da yetmiyor gibi 'Sharon elbiseme laf attı' diyerek ondan daha güzel olduğunu iddia eden bir hanım gazeteci de kendisine atılan laf ile gazetelerin manşet haberlerine çıkabiliyor... Oysa kendi sektöründeki gazetecileri de Davos'ta görünce tanıyamıyor... Davos'un karlı dağlarında üzerine giydiği pahalı kürk ile gazeteciden çok Sharon Stone sanılan ve bu tarz gazetecilerin sayısı da ne acı ki bu ülkede gittikçe artıyor... * Kısaca bir Sharon Stone hayranlığı, hastalık derecesinde, almış başını gidiyor... Yabancı hayranlığı insanları kendi benliğinden uzaklaştırıyor. Zamanla ülkesinden, değerlerinden, insanlarından uzaklaştığının farkına dahi varamadığı gibi kendi değerlerine düşman bile olabiliyor... Neden? Yabancı hayranlığı bu ülkede zirvede yaşanıyor... Bu hayranlık ise yalancı bir hayata doğru akıp gidiyor... Yüzüne bakıldığında ise ne bir Alman'a, ne Fransız ve ne de bir Amerikalı'ya benzemiyor... Kime benzediği ise hiç belli olmuyor... Leylekler gibi dünya vatandaşı olup çıkıyor... Ne acı ki böylesine bir dünya vatandaşlığı da hiçbir yerde kabul görmüyor... Zamanın gerçek hastalığı, yabancı hayranlığı ile başlayan kendine yabancılaşma sürecidir... Sadece Türkiye değil, gelişememiş tüm ülke milletleri de buna dahildir... Bu oyunun sonunda kendi geleceğini tayin edemeyen ve başka semtin çocukları gibi büyüyen nesiller sömürülüyor ve büyük devletlerin esaretleri altında ömür tüketiyor... Artık haritaların değişmesine gerek bile duyulmuyor...