Gazeteci Yalçın Doğan Sultan Vahdettin Hana ait olduğunu iddia ettiği 'ihanet mektubunu' yazdı. Belge ise ortada yok... İddiaya göre 1924 yılında Sultan Vahdettin Han dönemin ABD Başkanı Coolidge'e bir mektup yazıyor... Mektup Paris'teki ABD Büyükelçiliği'ne teslim ediliyor... Daha sonra mektup Washington'a gönderiliyor... Geçmişini bir kalemde silebilmeyi, karalamayı, iftira atmayı, unutmayı, belgesiz belgeselciliğe soyunmayı, objektif olamamayı büyük bir marifetten saymış ve sanatlaştırmakta gittikçe ustalaşıyoruz... Küçük Ağa romanıyla bir nesile tarihi sevdiren rahmetli Tarık Buğra, hain diye damgalananların kahraman olduğunu anlatınca yıllarca yalan söyleyen bir tarih okuduğumuzu belki de ilk defa fark edebildik... Lakin, Tarık Buğra'nın yeğeni olan Yalçın Doğan altı yüz yıllık bir tarihi silip atmış... Sultan Vahdettin Han'ın uğradığı ihanetlerden hiç söz etmemiş... Neylersiniz ki rahmetli Tarık Buğra'nın dediği gibi 'dünyanın en pis sokağı'nda yaşıyoruz... * 93 ve 94 yıllarında TGRT Televizyonu'nda İz Bırakanlar adlı yüz bölümlük belgeselde Çerkez Ethem, Topal Osman, İskilipli Atıf Hoca, Adnan Menderes, İsmail Gaspıralı, Kazım Karabekir, Sultan Galiyev ve Sultan Vahdettin gibi tarihin karanlıklarında kalmışların hikâyelerini yazdığımızda o dönem ülke gündemi karışmıştı... Ve ne acı ki dönemin RTÜK Başkanı bu programların tekrarı halinde televizyonun bir yıl kapatılmasına karar vermişti... Saraydan Sürgüne adlı beş bölümden oluşan Sultan Vahdettin belgeselinde öyle belgelere ulaşmıştık ki, birçoğunu yayınlayamadık bile... Elliye yakın uzmandan görüş almıştık... Prof. İlber Ortaylı, Prof.Mim Kemal Öke, Prof. Doğu Ergil, Prof. İsmet Miroğlu, Murat Bardakçı ve daha niceleri... Prof. İlber Ortaylı demişti ki: -Bir ülkenin sahibi nasıl hain olabilir ki? Kaşıkçı elması ve Topkapı hançerini sadece yanında alıp götürseydi sürgünde saltanat sürerdi... Oysa borçlardan tabutuna haciz getirilmişti... * Kısacası elliye yakın konuşmacıdan hiçbiri 'hain' demedi Sultan Vahdettin Hana... Atilla İlhan bir televizyon programında sunucunun Osmanlı'nın eğitim sistemini eleştirince demişti ki; - Osmanlı öyle büyük bir devletti ki, yıkılışı dahi yüz yıl sürdü... O beğenmediğin eğitim sisteminden Mustafa Kemal de dahil nice paşalar çıktı... Onlar Cumhuriyetin paşası değildi... Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa Paris'te iken, elçiler arasında hangi devletin kuvvetli olduğu tartışılırken sıra kendine gelince, elçilere şöyle der: - En kuvvetli devlet, Osmanlı Devleti'dir. Herkes bu sözler üzerine şaşkınlık içerisinde iken, Paşa sözünü tamamladı: - Evet, o kadar sağlam ve kuvvetli ki; siz dışarıdan, biz içeriden çalıştığımız halde, bir türlü yıkamıyoruz. Ne acı ki hem dışarıdakiler hem de içeridekiler en sonunda yıkmayı başardı... Son yüz yıllık halimiz ise ortada... Hâlâ üç beş çapulcu dedikleriyle baş edilemiyor...