Eğitim fanusu

Siyasetçi Bülent Tanla ile Bursa yolunda sohbet ediyoruz... Bir ara konu eğitime geldi... Fransız Lisesi'nde okuyan Tanla, eğitim sistemindeki en büyük çarpıcı ve eksikliğin neler olduğunu anlattı... Fransız Lisesi'nde bir sınıfta çalışan ve çalışmayan öğrenciler aynı sıraya oturamıyormuş... Öğrenciler, başarılarına göre aslan, kaplan, panter ve kaplumbağa diye dörde ayrılıyormuş! Haliyle her öğrenci kendi başarısına göre ilan edilen kaplanlar, panterler ve kaplumbağalar sıralarına oturtuluyormuş! Her öğrenci kendi sınıfının aslanı olabilmek için var gücüyle ve derslerden kaytarmadan çalışıyormuş... Tabii, her sınıfta sadece bir öğrenci aslan ilan ediliyormuş... Sayıları da öyle iki-üç değilmiş... Bizde ise herkes aslan ilan edilmiş... Ya tüm aslanlar savaşıyor, ya da uyuyor... * Ve öğrencilere her hafta karne veriliyormuş... Karneyi öğrencinin velisi imzalayıp geri gönderiyormuş... Böylece veliler öğrencilerin durumlarını her hafta yakından izleyebiliyormuş... Eğitimde 'kaliteli rekabet' böyle başlatılıyormuş... Kaplumbağa olmak istemeyen öğrenciler var gücüyle aslan olabilmek için çalışıyormuş... * Bizde ise eğitim anlayışı körlerin yarışına döndürülmüş... Cam fanusta sıkıştırılmış öğrenciler, ezbere dayalı, öğrenmeden, anlamadan ve sorgulamadan uzak, tek derdi sınıf geçmek olan eğitim sistemimiz, bu yüzden kaliteli adam yetiştiremiyor topluma... Özel okullar ise daha beter... Sadece piar yapmakla meşgul... On iki yıl boyunca özel okullara ve dershanelere para yetiştirmeye çalışan velilerin elinde sadece kuru bir diploma kalıyor... Ülkenin her meselesine Fransız kalan öğrencilerimiz bu yüzden Fransızların eğitim sistemine geçemiyor...