Eski zaman hikâyeleri...

Romalılar Endülüs'e girdikleri zaman bir evle karşılaşır. Onlardan gelen her kral buraya bir kilit ekler. Rodrik, İspanya Kralı olunca, bütün uyarılara rağmen bu kilitleri açar. İçeride kırmızı sarıklı ve siyah atlı Müslümanların duvardaki resmini görür. Resmin altında ise bir yazı vardır: "Bu ev açıldığında, bunlar da bu ülkeye girecekler!" Ve o yıl Tarık Bin Ziyad Endülüs'ü fetheder. *** Türkiye'nin AB yolculuğunda bu eski zaman hikâyesindeki korkuyu ne gariptir ki her iki taraf da yaşar. Bir taraf 'girersek', diğer taraf ise 'alırsak' kâbusu ile gün sayar. Kalmayan ve tüm geçerliliğini kaybeden bir "büyü"nün bozulacağından korkulur. Oysa bu büyü çoktan bozulmuştur; 'Küresel'likler zinciri altında... Küreselleşen dünyada küresel masalların efsaneleriyle tüm kâbuslar rafa kaldırılır bir gecenin yarısında, evlerin kilitli kapıları çoktan açılır; Medya ve sinema ile... Karşılıklı olarak çoktan kutsal şehirlere girilir. *** Eski zaman hikâyelerinin kâbuslarını yaşayan milletler, korkularını her geçen gün büyütmekte ustadırlar... AB ülkelerinde; Türkiye kapısına sürekli kilit eklenen bir ülke gibi görülürken, bu kapının açılması ile ülkelerinin feth edileceği ve işgale uğrayacağı endişesi yaşanır. Türkiye'de; kamuoyu bin parçaya bölünmüş durumdadır. Devletin resmi hiçbir kurumu, 'AB'yi istemiyoruz' şeklinde açık bir beyanat vermez. Lakin bazı resmi organlar el altından gayri resmi beyanlar verilmesini de ister. Millet ise AB'ye girildiği takdirde işsizliğin ve daha nice birçok biriken meselenin, bu kapıların açılması ile, 'çözülecek' umudunu taşır. *** Biz, "Bu kapı açıldığında, Avrupalılar bu ülkeye girecek!" Onlar ise, "Bu kapıyı açtığımızda, Türkler bu ülkeleri fethedecek" diyerek iki taraf birbirlerinin kapılarını daha çok seyreder. Kucaklarında her iki taraf da bu korkuları daha çok büyüteceğe benzer. Eski zaman hikâyelerine benzer, bazı hayatlar. Bazı hayatlar da eski zaman hikâyelerine... Farkına varılmayan tek şey, artık açılmadık ve girilmedik tek bir evin ve ülkenin dahi kalmayışıdır...