Geçen günlerde Bugün Gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Toktamış Ateş 'Vahdettin' adlı köşe yazısında 93 yılında TGRT'de üç yıl boyunca yapımcı ve metin yazarlığını üstlendiğim İz Bırakanlar belgeselinden bahsederken diyor ki; 'Konuştum ve o gazetecinin namusuna emanet ettim. Birkaç hafta sonra; program yayınlanmış, izlerken arkadaşlarım şaşırıp kalmışlar. 'Yahu sen ne zamandan beri Vahdettinci oldun' sorusunu çok duydum.' Prof. Ateş'in anlamadığı bir şey vardı... O da belgeselin beş bölümünü izlemeden, arkadaşlarının sözleriyle kanaat belirtmesiydi. Kimseye bir 'namussuzluk' yapmadık... * Belgeselde Sultan Vahdettin hakkında ezberlenen veya ezberletilen resmî bilgilerden beş soru çıkardık.. Bir, Sultan Vahdettin hain miydi? İki, Sultan Vahdettin, Mustafa Kemal'i görevlendirmiş miydi? Üç, Sultan Vahdettin, Mustafa Kemal'e maddi destekte bulunmuş muydu? Dört, Sultan Vahdettin yurt dışına sürgüne gönderilirken iddia edildiği gibi paha biçilmez değerli eşyaları beraberinde götürmüş müydü? Beş, Sultan Vahdettin iddia edildiği gibi İngilizlerle iş birliği içinde miydi? * Belgesel için sayısız belge, fotoğraf, kitap ve hatıratlardan istifade ettik. Ayrıca konuyla ilgili 85 uzmandan görüş aldık... Kim ne dediyse kesmeden, yayınladık... Prof. Toktamış Ateş'in de her soruya verdiği cevabı o bölüm içerisinde yayınladık... Prof.Toktamış Ateş ise yazısında; "Hiçbir insanı ve tarihsel kişiliği tümüyle 'mahkum etmem' ve tümüyle övmem. Her insanın; iyi ya da kötü yanları vardır. Bilmem o 'programcı' yaptığını anımsıyor mudur? " diye soruyor... 'O programcı' dediği benim... Kendisine ' O hoca' demiyorum... Karnımdan konuşmuyor ve yazmıyorum... Prof. Toktamış Ateş yine benim için yazısında diyor ki: "Programın yapımcısı genç bir gazeteci idi. Şimdilerde; bambaşka vadilerde at koşturan ünlü bir gazeteci olduğu için adını vermiyorum." Adımı ver hoca... Ben yirmi sekiz yıldan beri hep aynı vadideyim... Sizler gibi her gün bir vadi değiştirmiyorum... Ben doğduğu yerde ölmek isteyen adamlardan biriyim... Sizler gibi kimin neye inandığıyla ilgili değil, neyin doğru olduğuyla daha çok ilgiliyim! Belgeselden sonra Sultan Vahdettin ile ilgili hemen herkes kitap yazdı, ben hariç... * Bu ülkede yeni bir bilim adamı tipi türedi... Söze 'Vahdettin Han hain değildi' diye başlayıp ardından 'Ama, fakat, lakin...' diye bitirenler... Anadolu'da bu tarzı benimseyen adamlara; hem nalına hem de mıhına vuran deniliyor... Bir adam ya haindir ya da değildir... Yarı hain, yarı sadık tipli bir adam var mıdır? Bir insan sadece hem sevapkâr hem de günahkâr olabilir, çünkü kimse günahsız değildir, istese de olamaz... Prof. Toktamış Hocanın anlamak istemediği şey de bu... Biz kimseye günahsız demedik, sadece hain değilmiş gerçeğini izleyicilerle paylaştık...