Bir fecir vaktinde dünya; İsrail'in vahşi terörüyle yataklarından uyanıyor... Mavi Marmara gemisine silahlı operasyon düzenleyen İsrail 9 Türk vatandaşını öldürüp 26 kişiyi yaralıyor. Yüzlerce kişiyi de tutuklayıp cezaevine gönderiyor... Daha sonra serbest bırakmak zorunda kalıyor... Buraya kadar madalyonun bir yüzü... Bir de diğer yüzü var... İsrail 'gelmesinler vururuz' diyerek tavrını açıklıyor ve buna rağmen gidiliyor... İşte burası net olarak anlaşılamıyor... * Yapılanın vahşet olduğunu bir daha vurguladıktan sonra, madalyonun diğer yüzündeki resim analiz edilmiyor. İstihbarat birimleri ise siyasi iradeye her türlü ihtimali, en azından saldıracağına dair bilgiyi sunması gerekiyor... Lakin 'kendimizi başkalarının yerine' koyarak karar alma alışkanlığına sahip olduğumuzdan İsrail'in 'vururuz' tehditlerine rağmen kamuoyuna; "Zannediyoruz İsrail saldırmayacaktır..." kanaati paylaşılıyor... Oysa; İsrail saldırırsa ne yapmalıyız? sorusuna hazırlıklı olunması gerekiyor... Yok, saldıracağı biliniyor deniliyorsa daha büyük bir zaafa imza atılmıştır... * Elini kana bulayan İsrail devleti ise artık yüreğini kan çanağına koymuş 'vampir' gibi kan dökmeden nefes alamıyor... Kurşun ekmiş, kan biçiyor... Yine aynı günün fecir vaktinde İskenderun'da deniz üssümüze taşeron PKK saldırıyor ve 6 askerimizi şehit ediyor, 7 askerimizi de yaralıyor... Siyasi irade ise; 'tesadüf değil' diyor... Evet, İsrail suç işliyor... Kanlı bir vahşetin belgesi olan fotoğraflarını ise dünya görüyor... Katliam yapıyor... Pervasızca, haydutça ve korsanca saldırıyor... Ve bir ülkeyi savaşın eşiğine getirmeyi başaran İsrail, savaşacak cesareti ise kendinde bulamıyor ve geri adım atıyor... Başbakan Erdoğan'ın; "Kimsenin Türkiye'yi test etmeye hakkı yoktur... Yoksa her karanlık fecir vakti olmayabilir..." sözü ise siyasi iradenin kararlılığını gösteriyor... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise Çorum'da son noktayı koyuyor: "İsrail ile ilişkiler eskisi gibi asla olmayacaktır!" Dış politika uzmanları ise, Türkiye'nin, İsrail ile arasındaki ekonomik ve askerî iş birliğini sona erdirmesi gerekiyor yoksa inandırıcılığını kaybeder, diyor... Yoksa bir fecir vaktinde kanlı bir vahşete imza atan İsrail'in defterine kâr yazar şeklinde değerlendiriyor... Bir fecir vaktinde bir ülke savaşın eşiğine geliyor ve diliyoruz ki, İsrail artık bu tarz bir vahşete bir daha imza atmasın, yoksa her fecir vakti aydınlıkla sonuçlanmayabilir...