'Nasıl gelirsen öyle gidersin' sözünü duymayan kalmadı ama yine de insanoğlu namert oyunlarla iktidar koltuğuna gelip oturmaktan ve Firavun'un akıbetine benzer şekilde gitmekten ders almıyor... Bu oyunu oynamaktan bıkıp usanmıyor. Mısır'ın lideri Enver Sedat'ın uğradığı suikastta parmağı olduğu netlik kazanmasa da, yıllarca söyleniyordu... İnsan, o suikast görüntülerini izleyince iktidar oyunlarından bir kez daha nefret ediyor... Enver Sedat'a yüzlerce kurşun sıkılıyor ve o dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Hüsnü Mübarek de yanında oturuyor... Yardım etmediği gibi sandalyeyi Sedat'a fırlatıyor... Ve o Mısır halkı bu ihanetin şahidi olmasına rağmen otuz yıl Hüsnü Mübarek'i alkışlıyor... * Tahrir Meydanında toplanarak isyanın fitilini ateşleyenlere birileri çıkıp da; "Dedeleriniz ve babalarınız Mübarek'i alkışlıyordu, bugün Mübarek suçluysa dede ve babalarınız da onun kadar suçludur" sözünü diyemiyor... Milletler ne hikmetse kimseye hesap vermeden 'gelene ağam gidene paşam' demeye devam ediyor... Demir yumruk diyerek Hüsnü Mübarek'in kahramanlığına inanan ve otuz yıldan beri her yaptığı zulmü alkışlayan o kalabalıklar bugün demir kafesin ardında sedye üzerinde yargılandığına şahitlik ediyor... * En çok da bu tablonun İslam ülkelerinde olmasına insan üzülüyor... Üç günlük dünya masallarını halkına anlatanlar milyarlarca doları çalıp Amerikan bankalarında sakladılar... Oysa o varlığı kendi fukara halkının mutluluğu için harcamış olsalardı belki de milyonlarca seveni olacaktı... Ve kimse meydanlara çıkıp da isyan etmeyecekti... Kul hakkı yiyerek oturdukları saltanat koltuklarında keyif çatmanın bir başı olduğu kadar bir de sonu vardı... Saddam Hüseyin'den sonra Hüsnü Mübarek de idam edileceğe benziyor... Kaddafi ve Beşar Esad'ı da aynı akıbet bekliyor... Lakin, bu Firavun akıbetlerinden hiçbir İslam ülkesi lideri niçin ders çıkartmıyor?