Sektörünün önde gelenlerinden İşadamı Erdoğan Demirören'e Baş Başa programımda tüpgazı sorduğumda belki de hiç düşünmediğim bir boyutunu anlattı; -Tüplerin evlere girmesiyle insanlarımız odun yakmıyor artık... Bu ne demek? Ormanlarımızın kesilmemesi demek... Ormanlarımızdaki tahribatın azalması demek! Avrupa ülkeleri ile Rusya'da ormanların korunması için doğalgaz ve tüpgaz adeta teşvik ediliyor. Ya bizde? *** Anadolu'da bir söz vardır; -Duymuşlar Horasan'da halı dokunuyor. Amma enine mi, boyuna mı bilmiyorlar... Bizim medya da öyle... Duymuşlar tüpgaz patlamasını... Amma hangi tüpgazın patladığını bir türlü bilmiyorlar...Tüpgaz ile ilgili olay olduğunda medya hemen habere başlığını atar; -Tüpgaz patladı, 7 ölü... Erdoğan Demirören yıllardan beri anlatıyor hem de para vererek... Meğerse tüp patlamazmış!.. Ateşe atsanız bile... Yeter ki tüpgaz ülkemizde bilinen bir markaya ait olsun... Lakin kaçak tüpgaz ve korsan üretilen tüplere yapılan dolumlar sonrası satılan tüpgazlar evlerde birer 'dinamit' görevi görmekte... Neden? Çünkü standart dışı üretilen tüpler sağlıksız ortamlarda korsan doldurulmakta ve satılmakta... Evlerine kaçak tüpleri götüren vatandaşlarımız en ufak bir gaz sızıntısı ile hayatlarından olmakta... Medya, haberin doğrusunu vermek, yani 'kaçak tüpgaz sızıntısı' demek yerine tüm sektörü etkileyebilen bir başlık atarak olayı haber yapıyor... Hani araştırmacı gazetecilik? Doğrusunu bizim basın dahi bilmiyor, vatandaş nereden bilecek ki? Oysa 'gazın ayağı' hiç de öyle değilmiş! Yanlış bilinen sadece tüpgaz değil, LPG'li araçlar için de böyle imiş. Eğer standart dışı yerlerde araçlarını LPG'ye çevirenlerin her zaman tehlikede ama standartlara göre yapılan LPG'li araçların hiçbir zaman tehlikesinin olmadığını ifade eden Erdoğan Demirören; -Eğer öyle olsaydı Tofaş ve Ford fabrikaları artık LPG'li araç üretirler miydi? diyor... *** Uzun yıllardan beri tanıdığım Erdoğan Demirören tüpgaz markasının satışa yönelik reklamlarını yayınlatma yerine, halkı bilinçlendirmek için eğitim reklamlarına paralarını yatırmakta... Vatandaşın kaçak tüpgazı ayırt edebilmesi için milyarlarca reklama para harcayan Erdoğan Demirören; -Bir tüpgazı marka bayilerinden almadığınız zaman, mahalle aralarındaki korsan tüpçülerden alındığı takdirde elbette kaçak gaz sızıntısı sonucu patlama meydana gelir... Yoksa yasal bir markanın ürettiği tüpgazı kızgın ateşe atsanız dahi tüp patlamaz... *** Eğitici reklamların her gün gazete ve televizyonlarda yayınlanmasına rağmen yine de haber merkezleri en ufak bir tüpgaz olayı olduğunda kestirmeden, düşünmeden, hesap etmeden başlığını atar; -Tüpgaz patladı, 7 ölü... Düşünmeden edemiyorum, acaba tüpgaz firmaları reklamlarını kesmesin diye mi sürekli 'tüpgaz patladı' haberleri ısrarla yanlış perspektiften veriliyor? Bilinmez... Lakin bilinen şu ki, önce Avrupa Birliği'ne uyumu gazetelerin yazıişleri ve televizyonların haber merkezleri göstermesi lazım... Yoksa medyanın 'haber değerlendirme müzakereleri' 2014'e kadar da bitmez! Ülkemizdeki tüpgaz patlama hikayeleri de...