Sicilya Adası'nın Palermo kentinde, biraz da olsa kafayı dinlendirmek isterken, Türkiye'den gelen acı haberle bir daha yıkıldık... Bayram sevincini milletin kursağında bırakan hain teröristlerin saldırısıyla on yedi askerimizin şehit olduğuna dair gelen haberle hüzün ve öfke duyguları arasında şıkışıp kaldık... Duygular arasında sıkışıp kalınca 1959 yılında Nobel ödülü alan Sicilyalı şair Salvatore Quasımodo'nun dizelerini bir daha okuma ihtiyacı hissettik... Diyordu ki; "Askerler gece ağlar ölmeden önce, güçlüdürler, yaşam kavgasında öğrendikleri sözlerin önünde düşüp ölürler. Askerler, sevgili sayılar, kimlerin kimlerin ağladığı." * Ya ağlıyor, ya da gülüyoruz... Lakin düşünemiyoruz... Aydınlar ; cebini doldurmanın ve kariyer saltanatının keyfini sürme telaşına düştüğü günden beri, neyin ne olduğuna dair bir muhasebe bile artık yapamıyoruz... Yirmi beş yıldan beri süren bir terör belasına 'dur' denilemiyor... Bitmiyor mu? Yoksa; dışımızdaki güçler bitirmek mi istemiyor! Belirsizlikler içerisinde tek gerçek var ki, o da musalla taşında sıra sıra dizilen al bayrağa sarılı şehit tabutları... * Doğan Hızlan, Cemil Meriç için diyor ki: "Meriç'in asıl özelliği insanı düşünmeye alıştırmasıdır. Çünkü dikkatli okumazsanız ve sizde yeniden sentez yeteneği yoksa, size sunulan malzemeleri değerlendiremezsiniz!" Biz de; terörün sadece haberlerini okumakla yetiniyoruz... Neredeyse herkesin sentez fukarasına döndüğüne inanasım geliyor... Sicilyalı şairin dediği gibi; "Askerler gece ağlar!" Analar ve babalar ise gece-gündüz yüreğine gözyaşı damlatıyor... Ve öfke birikiyor...