Göç...

A -
A +

"Her kim, bana lazım derse, o işin sonu gelmez..." diye söylerdi büyükler.. Gelişen teknoloji insanoğlunun ihtiyaç listesini gittikçe artırıyor. En önemlisi azdırıyor... Sürekli yeni şeyler çıkartılıyor... İnsanoğlu da bunlara sahip olmak için gece-gündüz demeden koşturuyor... Kimi helalinden... Kimileri haramından... Kimileri de kapıp kaçmaktan... Bazı ihtiyaçlar var ki kaçınılmaz, tartışılmaz. Bazı ihtiyaçlar da var ki tartışılır... *** Günümüzde standart hayatın olmazsa olmazları var. Kentlerde yaşayanlar; buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon ve bilgisayar olmadan nasıl oturabilir? Standart hayatların kaçınılmazları var. 500 YTL alan emekli, 800 YTL maaş alan bir devlet memuru, İstanbul, Ankara ve İzmir'de nasıl geçinir? Kira mı versin? Elektirik, su ve doğalgaz faturası mı ödesin, ya da tüpe para mı yetiştirsin? Mutfağa para mı yetiştirsin? Yol parası mı ödeyebilsin? Çocuklarını mı okutabilsin? Kıyafet mi, ayakkabı mı alabilsin? Peki nasıl yaşıyorlar? *** İş yok... İşsizlik çok... Ülkemizin en büyük üniversitelerini bitirenler, iki yabancı dil bilenler sabahtan akşama kadar iş arıyor... İş sahası gittikçe daralıyor, genç nüfus artıyor... İşsizliğin çözümü için tek adres hükümeti veya devlet kapısını görenler ise büyük yanılgı içindeler... Meseleyi yine özel sektör çözecek... Dünyanın her yerine dağılıp iş arayacak, ihale kovalayacak, mal ihraç edecek ve genç nüfusumuza sahip çıkacak... Başka çıkış yolu yok. Ülkemizi ithal yurduna çevirenler de bir kez daha düşünecekler; "Milyarlarca dolarlık mal getiriyoruz kime satıyoruz?", "Kaç fabrikanın kapanmasına neden oluyoruz?", "Kaç vatandaşı işsiz bırakıyoruz?" diye kendilerine acımadan bu soruları soracaklar... Doğu'dan göç büyük şehirlere artık mutlaka önlenmeli... Gecekondu serüveni bitmeli. 'Nerede akşam orada sabah' masalına kanıp da büyük şehirlere kaçışlar sona erdirilmeli. 'Bir lokma bir hırka' devri çok gerilerde kaldı. Artık kimse kimseye ne bir lokma ne de bir hırka veriyor... Nasıl olur bilmem... Devlet ve hükümete en büyük görev burda düşüyor... *** Sürekli ihtiyaç sahibi olmak da, ihtiyaçsız olmak da azdırır... Kentlerimiz azgınların yurtlarına dönmeden bir çare bulunmalı... Yoksa, ne yol, ne köprü, ne fabrika, ne su, ne iş ve ne de aş yetişir... Gün gelir değirmeni çoktan kaybettiğimizi, sadece gürültüsünü aradığımızın farkına varırız ama iş işten geçmiş olur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.