Nihayet, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu dayanamıyor ve gürültü kirliliği yapanları uyarıyor... Ardından, bu kirliliği engelleyecek yönetmenlik değişikliğinin kısa zamanda yapılacağını belirtiyor... Bakan Eroğlu, Boğaz'daki tüm eğlence yerlerini uyararak şunları söylüyor; "Sanatçının hapis cezası almasını bile talep edeceğiz. Sanatçı, herkesten daha çok usul, esas, kaidelere, insanları rahatsız etmemeye özen göstermelidir. 300 kişiye bakarak tepinmesinin manası yok. Gecenin 03.00'ünde insanın beynine balyoz vurur gibi gürültü etmenin sanatla hiçbir ilgisi yoktur!" * Gürültü kirliliğini oluşturanlar sadece Boğaz'daki eğlence yerlerinden ibaret değil... Büyük alışveriş yerleri, marketler restoranlar, tatil beldelerindeki oteller, sahiller ve çarşılardaki mağazalarda da aynı durum geçerli... Turistler sanki dinlenmeye değil de müzik dinlemeye geliyor... Müzik gürültüsünden içeri adım atılamıyor... Sokaklarda dolaşılmıyor. Denize girenler ardından bir köşede güneşlenemiyor. Kafasını dinlendiremiyor... Kitap okuyamıyor... Girse dahi kafası şişiyor... Cep telefonlarına dahi bakamıyor... Kazara telefonu açan meyhanede zannediliyor... Bu yüzden telefonlarına bakamadan bir an önce ordan çıkmaya çalışıyor... Yüksek sesle müzik dinletmeyi bu insanlara kim öğrettiyse! * Geceyarılarında sokak aralarında dahi araçlarıyla âdeta 'volta' atan sarhoş sürücüler müziğin sesini öyle açıyor ki bütün mahalle ayağa kalkıyor ve sonra uzaklaşıp gidiyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle iğrenç bir tablo görülmüyor. Gürültü medeniyetine hizmet ederek üç-beş sarhoşu eğlendirmeyi sanat sayanlar ise sanatçı kisvesi altında toplumun huzurunu kaçırıyor... Bakan Eroğlu'yu bu hususta çok destekliyor, bu çirkin duruma son vereceğine ve çözeceğine de inanıyoruz...