Hazreti Mevlana'nın hocası Şems-i Tebrizi'yi keşişler değil yine kendini çok sevdiğini iddia eden talebeleri boğdu... Şems'in tek suçu ise Hazreti Mevlana tarafından çok sevilmesiydi... Aslında boğulan ve boğarak yok ettikleri Şems değildi, Hazreti Mevlana'nın bizzat ta kendisiydi... Verilmek istenen mesaj ise; Sen o kadar çok seversen, biz de Şems-i boğarız! Dergaha ve Hazreti Mevlana'ya bağlı olabilen bir imanın sahibi böylesine asi ve hunharca bir eylemi gerçekleştirebilir mi? İman; hırs ve hased ile örtülürse, olabilir! * Şairin; "Kapalıydı kapılar, perdeler örtük Silah sesleri uzakta boğuk boğuk Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük Bugün de ölmedim anne!" diyerek her akşam eve döndüğümde, gün boyu ülkede ve dünyada yaşananların bütününü düşünür ve; - İyi ki, dünya yalanmış, bir de doğru olsaydı, galiba kimse kimseye nefes dahi aldırmazdı, diyerek Yaradan'a şükür ederim... * Ölüm; dünyevi bütün kapıları elbette bir gün kapatacak ve hayata dair tüm muhasebe defterlerini açacaktır! Lakin; kimi şerefli, kimileri ise şerefsizce tamamladığı hayatın hesabını verecektir... Rakamlarla değil, amelleriyle... Yüzlerdeki maskeler düşecek... Niyetler ortaya çıkacak... Kim, yokuşun başındaki düşman bildiği kendisiyle her gün aynalar önünde vuruşabiliyorsa, o yürekli adamdır... Yoksa; herkes içindeki hased ateşine odun taşımaktan başka bir şey için yaşamıyor demektir!