'Hata' nöbetleri

"İnsan şaşar, beşerdir." sözü bazılarının ağzından sakız gibi hiç düşmez... Detaylı bir şekilde de izah eder ve lafın sonunu da şöyle bağlarlar; 'elbette çalışan insan hata yapacaktır...' Ne hikmetse bunu diyenler çalışan adamları da gizliden gizliye takip eder, en ufak bir hatanın takibine başlar ve 'hata nöbetleri'ni de aralarında nöbetleşerek tutarlar... "Dost acı söyler" derler ya, artık günümüzde tüm acı sözler artık dostların değil, başkalarının, yani dost gibi gözüken gizli düşmanların ağızlarından dökülüyor... Siz de; 'ne kadar da çok dostum varmış' diyerek hayret ediyorsunuz... Eleştirinin 'sanat' haline getirildiği bu dünyada yaşamanın, çalışmanın zorluğunu anlatmak artık çok zor... * Futbolcudan çok, futbol yorumcusuna, sinema oyuncusu ve yönetmeninden çok, sinema eleştirmenine, televizyon gazetecisinden çok, televizyon eleştirmenine, siyasetçiden çok, siyaset eleştirmenine sahip başka bir ülke var mı? diye kendime çok sordum... * Dünyada; hangi romancı, eleştirildiği için daha iyi roman yazdı? Hangi yazar, eleştirildi diye daha iyi yazılar yazdı? Hangi sinema oyuncusu eleştirildiğinden dolayı daha iyi oyun oynadı? Kim araştırdı? Bilen var mı? * "Takdir etmeden tekdir etme" yetkisiz yetkililerinin cirit attığı bu ülkede, gün gelecek eleştirilme korkusundan artık kimse çalışmayacak ve bir şey üretmeyecek... Çünkü; kimse ne kadar hakarete uğrayacağını, ne kadar aşağılanacağını bilmiyor... Eleştiri sınırlarının nerede son bulacağını kimse kestiremiyor... 'Hata nöbetlerini nöbetleşe' tutmakla bu ülkenin bir yere varamayacağını hâlâ göremeyenler çoğunlukta... Ya da; 'çalışan hata yapar' sözünü lügatten çıkartıp yerine, 'çalışanın anasını ağlatırlar' diye bir şeyler yazılmalı... Nasıl olsa hayatın her alanında 'değişim rüzgarları' püfür püfür esiyor ya! * Benim bildiğim, beğenmeyen oturur kendi beğeneceği gibi yapar... Gölgelerinin altında ot dahi yeşertmeyenler sabahtan akşama kadar fil dişi kulelerine çekilip meyve veren ağaçları taşa tutmaktan yorulmadılar... Çalışanların tek tesellisi ise; Üstad Necip Fazıl'ın; 'duranlar yürüyenleri elbet bir gün görecektir.' sözüne inanıp sabırla 'adaletin tecellisini' beklemeye başlıyor...